Her seçim öncesinde olduğu gibi, bu dönemde de maalesef; yalan, yanlış ve iftiralar sağnak gibi yağdı. İnternet medyası da bu yalanların neşrine zemin oldu. Herkes konuşmalı, ama iftira atmaya ihtiyaç duymadan...
Yeni Asya, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, bu defa da akla ve hayale gelmeyen iftiralara maruz kaldı. Nedense, herkes için normal kabul edilen ‘siyasî düşünceye sahip olma ve bunu açıklama hakkı’, sıra Yeni Asya’ya geldiğinde çok görülüyor. Dünya âlem, gazeteciler, siyasetçiler, ekonomistler, cemaatler, sivil toplum kuruluşları, şahıslar; velhasıl herkes sahip olduğu siyasî düşünceye göre açıklamalar yapıyor. Haliyle hiç kimse, bir başkasını, sahip olduğu fikir ve düşüncesinden dolayı ayıplayamaz, kınayamaz. Hatta, klasikleşmiş şekliyle “Senin gibi düşünmüyorum, ama fikirlerini açıklama noktasında sana destek olurum” denilir ve denilmekte.
Yeni Asya, herkesin sahip olduğu bu hakkı kullanmaya başladığında, on koldan itirazlar yükseliyor. Bu itirazlar, ‘eleştiri’ sınırlarında kalsa neyse. Maalesef, yerin ve göğün kabul etmeyeceği büyüklükte iftiralarla karşı karşıya kalınıyor.
Kabul eden olur, etmeyen olur: Yeni Asya’nın da bir siyasî kanaati vardır ve bu kanaat yeri geldiğinde kamuoyuna duyurulur. Başkası siyasî ya da başka konudaki kanaatini açıkladığında normal kabul edilirken, aynı şeyi Yeni Asya yaptığında niçin rahatsız olanlar çıkıyor?
Medyayı takip edenler bilir: Seçim günü yaklaştıkça, reylerini izhar edenlerin sayısı artar. Son yıllarda farklı bir gelişme daha yaşandı. ‘Devlet’in kontrolündeki haber kaynakları, normal zamanlarda görmedikleri ve duymadıkları kişilerin ‘görüşlerini’, sırf kendilerinin işine yarıyor diye ilan etmeye başladı. Mesela, “Filan, filan Nurcular şu partiye oy verecek” diye ilanlar başka nasıl izah edilebilir? Onu da geçtik, Yeni Asya görüşünü açıkladı diye akla ve hayale gelmeyen iftiralara sarılanlar oluyor. Yeni Asya, esen rüzgâra göre yelken açan bir yayın organı değil. Zaten itiraz edenlerin anlamadığı da budur. Herkes ‘kazanan’dan yana iken, (dikkat: Haklı olan değil!) Yeni Asya’nın görünüşte ‘kaybeden’den (özde haklı!) yana olmasını akıllarına sığıştıramıyorlar.
Bunun bir sebebi, Yeni Asya’nın “Kral çıplak” demiş olmasıdır. Yeni Asya’yı ‘rakam’a vuranlar ve küçümseyenler, görüşünü beyan etmesini de dikkate almamaları icap etmez mi? Tabiî ki, binlerce kişinin “Yaşasın kralımız” diye alkış tuttuğu bir yerde, bir kişinin “Aaa, kral çıplak” demesi bütün sihri ve yanıltmayı bozuyor olsa gerek.
Yeni Asya’nın istikrarlı tavrı birilerini o derece rahatsız etmiş olmalı ki, güya “Okuyucudan gelen talep üzerine” 20 yıl önceki bir cinayeti söz konusu edip iftiralar sıralamış. Sanki Yeni Asya bu görüşleri bir yıl önce, iki yıl önce, üç yıl önce dile getirmeye başlamış... Tam aksine Yeni Asya, temel prensiplere dayalı görüşlerini yayınlandığı ilk gün açıklamış ve özde değişmemek üzere bu günlere kadar seslendirmiştir. Ağır ve çirkin iftira atanları Allah’a havale ediyoruz.
Suret-i Haktan görünerek iftiralar sıralayanlara acıyoruz. Okuyucularımızın ihlaslı dualarından aldığımız destekle, hakikatlere ayine olmaya devam edeceğiz inşallah.