"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yemin tartışması

Faruk ÇAKIR
23 Kasım 2015, Pazartesi
Seçimlerde milletvekili seçilerek TBMM’ye girenler, yürürlükteki anayasa gereği ‘yemin’ etmek durumunda.

Meclis’teki yemin törenleri çoğu zaman tartışmalara sebep olur. 1 Kasım 2015 seçimleri sonrasında teşekkül eden TBMM’de de yemin krizi yaşandı. Bir vekil, yemin metninde üç harflik bir değişiklik yaptı ve sonunda da Kürtçe bir ifade kullandı. Neticede, vekilin okuduğu yemin kabul edilmedi, ‘yemin etmemiş’ muamelesi gördü.

Anayasa gereği milletvekillerinin okumak mecburiyetinde olduğu yemin metninin iyi hazırlanmamış olduğu noktasında ittifak var denilebilir. Bu yemini okuyanlar da, okumayanlar da ‘başarısız bir metin’ olduğunu düşünüyorlar. Elbette yemine itiraz edenlerin maksatları birbirinden farklı olabilir. Kimi metindeki ifadelere, kimi metnin edebi yönden başarısız olduğuna, kimi de muhtevasına itiraz eder ve ediyor. 

Bütün siyasî partiler ve liderler mevcut anayasanın (1982) darbeciler tarafından hazırlandığını ifade edip bunu değiştirecekleri yönünde söz veriyorlar. O halde, yemin metnine itiraz edilmesi de tabiîdir. Çünkü mevcut yemin metni, anayasaya sadık kalmayı icap ettiriyor. Peki, bir siyasetçi niçin değiştirmek istediği bir anayasaya sahip çıkmak mecburiyetinde kalsın? Ayrıca, anayasa değişmez değil. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da tamamı ya da değişik maddeleri TBMM eliyle değiştirilebilir.

Türkiye’yi idare edenler, hemen her seçim sonrası yaşanan bu polemiğe, bu tartışmaya son vermek durumundadır. Bu noktada değişik çözüm yolları tavsiye edenler olmakla beraber; hiç yemin edilmemesini isteyenler de var. İlk bakışta sarsıcı bir teklif gibi görünse de, bu bile mümkün. Mecburiyet tahtında yapılan yeminler işe yaramıyor.

Meclis açılışında yaşı sebebiyle başkanlık yapan Deniz Baykal da konu ile ilgili olarak; “(...) Bu yemin metni, iyidir, güzeldir, en iyisi budur da demiyorum. Kaldı ki, yemin metni değiştirilebilir. Gerekirse yemin daha düzgün yazılabilir. Çünkü çok parlak bir yemin metni değil. Dili, grameri, içeriği iyi değil. Bu, anayasada ele alınacak konulardan birisidir. İnanıyorum ki, o yemin metninden rahatsız olan birçok milletvekili bulunuyor” demiş. (Haber Türk, 19 Kasım 2015)

Bu tartışma, yemin metninin değişmesiyle neticelenmeli. Ancak her şeyi erteleme ve öteleme politikası sebebiyle bir sonraki yemin krizine kadar bu mesele rafa kaldırılabilir. Yanlış olan, problemi çözmek değil; halının altına süpürmektir. 

Anayasanın değiştirilmesinin gündemde olduğu bir ülkede ‘yemin metni’nin değiştirilmemesi, hatta ‘değiştirilmesinin teklif dahi edilememesi’ gibi bir durum olmamalı. Milletin üzerinde mutabık kalmadığı konular üzerinde ‘mecburen’ yapılan yeminler muteber olamaz. Tartışılan ve eleştirilen ‘ilke ve inkılâplar’a bağlılık yemini etmek hayatın akışına uyuyor mu? Yürürlükteki yemin metnine göre yemin eden vekillerin çoğu, yemin ederken dahi o ‘ilke’lere uymuyor. O halde uyulmayan ilkeler üzerinde yemin etmek mecburiyetinde kalmak vekiller ve dolayısıyla millete haksızlık değil mi?

Okunma Sayısı: 2045
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı