"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ürpertici tablo

Faruk ÇAKIR
12 Kasım 2015, Perşembe
Türkiye’de yaşayan herkes için tercih belli: Ya sıkıntıları, dertleri, problemleri görüp çare arayacağız; ya da gerçeklere gözümüzü kapayıp oluşturulmak istenen ‘pembe tablo’larla vakit geçireceğiz.

Akıl, dertlere çare aramayı icap ettirir. Buna rağmen ‘Sıkıntı yok, dert yok. Her şey yolunda’ diyenler de olabilir. Onlar da gemi karaya oturduğunda hadisenin farkına varmış olurlar, ama geç kalmış olarak...

Her insan gibi her siyasetçinin de iyilikleri ve kötülükleri olabilir. Türkiye’yi idare edenlerin son yıllarda sıkça kullandıkları bir tabir var. Buna göre, şimdiye kadar yapılan bütün iyiliklerin tamamından daha fazlasını şimdiki idareciler yapmış. Bu propagandalara inananlar da var elbette. Bu propagandaları yapanlarla aynı minvalde yayın yapan bir gazetede aynı gün yer alan iki ayrı yazı, ‘ürpertici tablo’dan bahsetmiş. İki farklı ismin, aynı gün, aynı gazetede yer alan tesbitlerini özetle aktarmakta fayda var.

İlki şu: “Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu nitelikli, maneviyatı güçlü insan kaynağını sivil örgütler ve cemaatler yetiştirir. (...) Geçtiğimiz yıllar içinde gördük ki, bu alanda çok ciddî sıkıntılar var. (...) Sivil toplum kuruluşlarının varlık sebebi, devlet aygıtının dışında örgütlenmesi, yapılanması ve faaliyetlerini sürdürmesidir. Ancak üzülerek belirteyim, devlete sırtını dayayan, siyasete angaje olan, (...) sivil örgütler, aslî görevlerini yapamaz hale geldi.

“13 yıllık AK Parti iktidarlarına rağmen, medya alanında ciddî eksiğimizin olduğunu bir kez daha gördük. Ulusal medya düzeyinde bile etkili ve güçlü bir yerde değiliz. (...) Televizyonlarımız keza yine aynı, izlenme oranları açısında yerlerde sürünüyor büyük kısmı. Daha üzücü olanı şudur: Türkiye İslâm dünyasının lideri konumunda olmasına rağmen, İslam dünyasına yönelik tek bir gazete ve televizyonu bulunmuyor.” (Ali Nur Kutlu, Yeni Şafak, 6 Kasım 2015)

Aynı gazete, aynı gün yer alan ikinci tesbit ise şöyle: “Manzara şu: Genç kuşak, format değiştiriyor. (...) Pozitivist, ezberci, sığ eğitim sistemi, genç kuşaklarımızı kişiliksiz, kimliksiz ve özgüveni sıfırlanmış, mankurtlaşmış, diploma için okula gidip-gelen ruhsuz makinalara dönüştürüyor. Özel okullarda, özel eğitim alan varlıklı ailelerin çocukları, Batı hayranlığıyla yetiştiriliyor, bir an önce Batı’ya kapağı atmak için can atıyor! Bu çocuklarımız, okuldayken bu topraklardan, bu topraklara ruh üfleyen medeniyet dinamiklerimizden büsbütün kopuyor, koparılıyor! Fakir-fukara ailelerinin çocukları da aynı trajediden nasiplerini alıyor: Ruhsuz, heyecansız, iddiasız, ezberci eğitim sistemi, çocuklarımızı kültürel ve entelektüel intiharın eşiğine fırlatıyor!

“Bunun için de kültür ve fikirde, sanat ve medyada büyük atılımlar yapamazsak, yok oluruz. (...) Hakikat diye bir derdimiz yok, ne yazık ki! Her şey siyasa’dan ve piyasa’dan ibaret bu ülkede. Bu çok büyük bir felâkettir tarih yapmış, tarihin akışını değiştirmiş bir toplum için: Ontolojik felâket. (...) Eğer önümüzdeki dönemde -10 yıl içinde- eğitim, kültür, medya ve gençlik’te pergel metaforu ekseninde, gelecek 50 yılın, 100 yılın tohumlarını ekecek köklü bir inşa süreci başlatamazsak, ‘gemi’ karaya oturur ve bunun hesabı çok ağır olur!” (Yusuf Kaplan, 6 Kasım 2015)

Haydi bakalım, Türkiye’yi idare edenler bu tesbitlere ne diyecek? Her iş yolundaysa, 90 yılda yapılanların en iyisini ve fazlasını şimdiki idareciler yaptıysa, sıkıntımız yoksa, eğitimde işler tıkırında ise; ‘içeriden’ yapılan bu tesbit, eleştiri ve tekliflere ne denilecek?

Sıkıntılar var, endişe edelim, ama ümitsizliğe kapılmadan çare bulalım.

Okunma Sayısı: 2318
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı