"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tuzak var, uzak dur

Faruk ÇAKIR
07 Temmuz 2015, Salı
Suriye’de yaşananlar hakkında ne kadar söz söylense yine de az.

Müslüman bir ülke göz göre göre ‘kurt’lar yem edildi ve ediliyor. Oysa, hadiseler başladığında ne kadar çok sevinenler vardı? Üç hafta, bilemediniz 3 ayda komşumuz Suriye gül ve gülistana dönecekti. Türkiye’yi idare edenler de, “Bölgemizde, Ortadoğu’da bizden habersiz kuş uçmaz, kervan yürümez” diye övünecekti. 

Keşke Suriye bu hallere düşmeseydi de, Türkiye’yi idare edenler övünseydi! Maalesef, evdeki hesaplar çarşıya uymadı ve Suriye bölünmenin eşiğine geldi. 

Türkiye’yi idare edenlerin, Suriye’deki ‘iç savaş’ı doğru okuyamadıklarına şahit olduk. Daha ilk gün, Suriye idarecilerine karşı içerideki muhalif parti lideri gibi davranıldı. Nihayetinde Suriye başka bir ülke ve dışarıdan konuşmanın etkisi de sınırlı. Diplomatik yolların sonuna kadar denenmesi gerekirken, tersi yapıldı. “Öfke baldan tatlıdır” kaidesi dikkate alınmadı ve meydanlardaki alkışa uyuldu. Neticede, komşumuz Suriye ile var olan bütün köprüler atıldı.

Gele gele savaş ihtimali konuşulur oldu. Gerçi dünya şartları böyle bir adımın atılmasına imkân vermez gibi görünüyor, ama bu ihtimalin konuşulur hale gelmiş olması dahi yanlıştır. İç politikada “Bir Türk dünyaya bedeldir” anlayışı belli ölçüde prim yapsa da, dış politikada hamasete yer olmamalı. Çok defa hatırlatıldığı üzere, savaşları başlatmak kolay, sona erdirmek zordur. Böyle bir durum, ülkemiz için hem maddî hem de manevî anlamda büyük kayıplara sebep olur.

Dikkate alınır mı bilemiyoruz, ama bazı sivil toplum kuruluşları Türkiye’yi idare edenleri ikaz için “Savaşa hayır, kalıcı barışa evet” anlamında açıklamalar yapmış. Muş Sivil Toplum Platformu, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik yetkililerin ‘dış müdahale, askerî operasyon’ söylemlerinden uzak durmaya dâvet etmiş.

Platform adına yapılan açıklamada şöyle denilmiş: “Barış ikliminin hakim olması gereken rahmet ve mağfiret ayını dikkate almaksızın yapılan soykırım, vahşet ve katliâmları nefretle kınıyoruz. Ehli vicdan olan bütün insanlığa sesleniyoruz: Başta Suriye olmak üzere Irak, Filistin ve bütün Ortadoğu’da her tarafı kan gölüne çeviren bu zulme karşı sessiz, duyarsız ve kayıtsız kalmayın. Bağdat’tan Kobani’ye, Musul’dan Kerkük’e, Halep’ten Bahreyn’e, Trablus’tan Sana’ya kadar her taraf şiddet, vahşet ve katliâm sarmalında. Her geçen gün daha büyük bir mülteci kitlesi yollara düşüyor. Türkiye zaman zaman yanlış tarafta saf tutabilmektedir. Zalimin dini, dili ve milliyetine bakılmaksızın karşısında yer almanın insanî olmakla birlikte Allah’ın emri olduğunu unutmamalıyız. Yetkilileri, Türkiye’yi bataklığa çekecek ‘dış müdahale, askerî operasyon’ gibi söylemlerden ve politikalardan uzak durmaya çağırıyoruz. Kalıcı barışın hakim kılınması için bütün insanlığı şartlar ne olursa olsun zalimlerin karşısında, mazlûmların yanında yer almaya dâvet ediyoruz.” (Cihan bülteni, 5 Temmuz 2015)

İçerideki ‘süreç’ler gibi, dışarıda da çetin süreçler var. Temennimiz ve duâmız, ülkemizin tuzak ve bataklıklara düşmemesi. Bunun için bin düşünüp bir adım atmak icap ettiğini her halde hatırlatmaya dahi gerek yoktur.

Okunma Sayısı: 2603
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Rüstem Garzanlı

    7.7.2015 19:16:00

    Ah be kardeşim, durup dururken başkasının işine karşmak, ortalığı vaveylaya verip, hükümetleri devirmek, başkasının içişlerine müdahâle etmek, fesat çıkartmak vs. vs. bunlar hepsi de zulümdür... Zulmü işlemek veya zulme taraftar olmak zalimliktir....Sayın yazarımızı tebrik ediyorum. Konuyu çok güzel derlemiş, inşallah bir dua hükmüne geçer...

  • HÜSEYİN İLHAN

    7.7.2015 10:15:27

    İSLAM dini mensubu olan ve ELHAMDÜLİLLAH MÜSLÜMANIM diyen asla savaşı istemez,mecbur kalınırsa savunma savaşı yapılır.Geçmiş ile günümüz adından anlaşılabileceği gibi farklıdır.Biri geçmiş biri ise yaşanılan zamandır.CİHAD diye diye asıl cihad olan NEFSİ CİHADI unutarak vuruşarak,kırarak,yakıp-yıkarak yapılan KAHRAMANLIK ta olmuyor.Yapılan KATLİAM,CİNAYET,VAHŞET oluyor.Hele hele müslüman dahilde kılıç çekmez prensibi ve nahak yere vahşi hayvanı dahi katletmesi caiz olmayan müslüman kardeşim getirildiği oyun ile kardeşini kırmakta,islam beldesini harap etmektedir.Bunu DİPLOMASİ ile durdurması gerekenlerin yalnız SAVAŞ ile yapılacağını zannetmeleri kadar ahmaklık,vahşilik olamaz.Yollar bitmedi,tüm ihtimaller kullanılmadı şu mübarek günlerin hürmetine bu kan müzakereler ile durdurulmalıdır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı