Ekonomik anlamda büyümelere imza atan Türk Hava Yolları’ndan her yolcu gibi bizim de taleplerimiz var; ama bazı yolcuların talepleri ve itirazları milleti şaşırtıyor. Bakınız, bir gazeteci “THY’de ‘sefer duâsı’” başlıklı yazısıyla neye itiraz etmiş: 

“(...) Sabiha Gökçen-Londra seferini yapan 1963 sefer sayılı THY uçağı. Macaristan üzerine geldiğinde, uçakta ekranlar açılıyor, ekranda önce Arapça, sonra Türkçe bir yazı, “sefer duâsı”. Yazıdan sonra ekranda bir ses, “Peygamberimizin sefere çıktığında ettiği duâyı dinleyeceksiniz”. Duâ okunuyor, arkadan başka sesler duyuluyor, bu bir video kaydı. İran, Suudi Arabistan, Pakistan gibi katı İslâmî rejimlerin uçaklarında bile görülmeyen rezalet. Sözüm ona, İslâmî rejim şırıngası mı? Hangi aklı evvelin dâhiyane buluşu? THY ile sözüm ona, rejim değişikliği provası mı?” (Yalçın Doğan, Hürriyet, 18 Mart 2015)

Neymiş? Türk Hava Yolları’nın uçaklarında, yolculuk esnasında ‘duâ’ okuması yanlış olurmuş! La havle velâ kuvvete illâ billah! Niçin ‘duâ’dan bu kadar korkuluyor. Tam bir “İnsan bilmediği şeye düşman olur” durumu ile karşı karşıyayız.

Bu vesile ile Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) sefere çıktıkları zaman okuduğu duâlardan birini hatırlayalım. 

Peygamberimiz (asm) şöyle duâ edermiş: “Subhanellezî sehhara lenâ hazâ ve mâ künnâ lehû mukrinîn. Ve innâ ilâ Rabbinâ le münkali-bûn.” 

Peki, bu duânın manasına bakalım: “Bu bineği bizim hizmetimize veren Allah’ı tesbih ederiz. Öyle olmasaydı Biz ona güç yetiremezdik. Biz elbette Rabbimize dönmekteyiz.”

İnsaf ile söylensin: Bu duânın kime ne zararı olur? Böyle bir duâyı okumak, okutmak ve okunmasını teşvik etmek niçin laikliğe ya da herhangi başka bir şeye karşı olsun? Hele hele böyle bir duânın okunması ve okutulmasını ‘rejim şırıngası’ olarak yorumlamak yanlıştan da öte bir yanlış yorumdur. Herkes bilir ki, zorla şırınga edilen bir şey tesirli olmaz. Olsaydı, bir asra yaklaşan mevcut ‘şırınga’lar tesirli olurdu. Tahmin ediyoruz ki, bu duânın anlamını bilen ‘yabancı’lar olsa itiraz etmek değil, aksine memnun kalırlardı...

Her ne ise... Bu vesile ile THY’yi tebrik ederken ve yeri gelmişken bazı taleplerimizi de ifade etmek isteriz. Gerçi, ‘aydın’larımız itiraz edip, bu talebimizi de ‘laikliğe aykırı’ bulacaklar, ama biz yine de ifade etmekten geri kalmayalım: Bir yolcu olarak THY’den ve diğer bütün hava yolları firmalarından; uçaklarda erkek ve kadınların ayrı ayrı oturmalarına imkân sağlanmasını istiyoruz. İsteyen yabancılar yan yana otursa bile, ayrı oturmak isteyenlere de bu imkân verilmelidir. Nasıl ki şehirler arası otobüslerde yabancı erkeklerle yabancı hanımlar ayrı ayrı oturuyor, aynı uygulama uçaklarda niçin olmasın?

Lütfen, bu mesele yolculara sorulsun... Bilhassa uzun uçak yolculuklarında ne kadınlar ne de erkekler rahat edemiyor. Düşünün ki 10 saat süren bir yolculuk... İki yabancı yan yana... Rahat etmeleri mümkün mü? 

Bunun yerine, yolculara sorulsa ve onların talepleri dikkate alınsa, hanımlar hanımlarla yan yana otursa kim ne zarar eder? Laiklik mi elden gider, ‘gericilik’ mi şırınga edilmiş olur?

Sefer duâları devam etsin, yanlış uygulamalar sona ersin...