"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Terörist yetiştiren sistem

Faruk ÇAKIR
17 Ocak 2016, Pazar
Son yıllarda adı en çok duyulan terör örgütlerinden biri de IŞİD ya da idarecilerin kullandığı şekliyle DAEŞ oldu.

“İslâm devleti” kurduklarını ilân eden bu örgütün en büyük zararı İslâm’a ve Müslümanlara verdiği tartışmasız bir şekilde kabul ediliyor. Daha önce de, İslâm adına hareket ettiğini ilân edip İslâm’a zarar veren başka örgütler olduğu gibi...

Şu kabul edilmelidir ki, bu ve benzeri örgütler ‘ifsat şebekeleri’nin laboratuvarlarında oluştruluyor. Uygun zeminde ‘iş’lerini yapmış oluyorlar. Geride kalan yıllarda gündemi meşgul eden, bugün ise adı sanı dahi unutulan ‘meşhur’ terör örgütleri yok muydu? O örgütler nasıl bir projenin parçası idiyse, bugün dünyayı meşgul eden IŞİD -ya da adı ne olursa olsun- benzer örgütler aynı planın parçası ve aynı maksada hizmet ediyorlar.

Terör örgütü üyelerinin ekseriyetle yanlış politikalar neticesinde ortaya çıktığı da ayrı bir gerçek. PKK’nın, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında ‘olgunlaştırıldığı’ bilinmiyor mu? Orhan Miroğlu bir yazısında 12 Eylül sonrası günleri şöyle anlatmıştı: “Vedat’ın [Aydın] öldürülmesi, bölgede yeni bir siyasî konseptin yolunu açtı. Barış umutlarını söndürdü. Dağa giden gençlerin sayısında olağanüstü bir artış oldu. O kadar ki, liselerden ve üniversitelerden yüzer-ikiyüzer kişilik grupların dağlara yollandığını duyardık. Bu bir devlet konsepti ve tercihiydi, PKK ise bu konsepte, bu ateşe benzin döken konumdaydı.” (Star g., 30 Kasım 2015)

Aynı şekilde Diyarbakır Cezaevindeki şartların, PKK’nın ekmeğine yağ sürdüğü de hep anlatıldı.

Anlaşılan, benzer durum, uluslar arası terör örgütleri için de gerçerliymiş. Terör örgütleriyle ilgili bir dizi yazıda, bu konuya işaret edilmiş. Dizi yazının “Bu hapishaneler olmasa DAEŞ olmazdı” başlıklı bölümünde özetle şöyle denilmiş: ‘Cihatçı fabrikası’na dönüşmüş hapishaneler sadece Batı ülkerinde yer almıyor. Irak’ın işgalinden sonra ülkenin güneyinde kurulan Bucca Kampı, ‘cihatçı üniversitesi’ olarak anılıyordu. Hapishane, DAEŞ terör örgütünün doğduğu yer olarak biliniyor. Örgütün yönetim kademesinde bulunan (biri) Guardian Gazetesine ‘Bu hapishane olmasa DAEŞ diye bir şey olmayacağını’ (şöyle) anlatmış: Çoğumuz içeride tanıştık. Ne Bağdat’ta ne de başka bir yerde. Hepimizin bu şekilde bir araya gelebilmesi imkânsızdı. Burada hem güvende hem de El Kaide’nin lider kadrolarından sadece birkaç yüz metre uzaktaydık.. (...) Gözlerinin önünde olanı fark edemediler. Irak’ta Amerika hapishanesi olmasaydı, DAEŞ de olmazdı. Bucca bir fabrikaydı. İdeolojimizi orada geliştirdik. (...) Kusursuz bir ortam bulmuştuk. Oturup düşünecek, konuşacak, plan yapacak o kadar çok vaktimiz vardı ki. (...) Hapisten çıktığımızda bir araya gelmek konusunda anlaştık. Dışarı çıkınca buluşmamız çok kolay oldu.” (Haberturk g., 16 Ocak 2016)

Tabiî ki teröristleri, anarşistleri ‘cihatçı’ diye tabir ve tarif etmek büyük bir yanlıştır. Hata, işin başında, yanlış isimlendirmekten başlıyor. Ama bu durum hapishanelerin acı durumunu görmeye mani olmamalı. Amerika, keyfiliklere imza atıp Afganistan’a ve Irak’a müdahale etmeseydi, daha doğrusu elindeki imkânları adaletle kullansaydı; dün El-Kaide, bugün IŞİD/ DAİŞ/ DEAŞ terör örgütleri ortaya çıkar mıydı?

Yanlışı kim yaparsa yapsın yanlıştır. Bütün dünyada adalet hüküm sürse terör örgütleri ortaya çıkabilir mi? Terör ve teröristler, ancak adaletle hükmedilerek mağlup olur. Hem dünyada hem de Türkiye’de...

Okunma Sayısı: 1785
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa BİTER

    17.1.2016 10:26:33

    Sayın Çakır , bütün yabancı ifsad komitelerinin ne yaptığını artık kendileri de ifşa ediyorlar , kitaplarda okuyoruz da... Acaba İslam Ülkelerindeki idarecilerin bu terörist grubların gelişip büyümesinde rolleri yok mu ? Bugün halâ Cihad'ın tek yolunun silahlı mücadele olduğunu savunan alimler varsa... Hala demokrasiyi kafir/küfür rejimi kabul edenler varsa... Demokrasiyi halâ hedefe oluşmakta son istasyon/durak kabul edenler varsa... , Ve bu dış mihraklara/ifsad komitelerine karşı çocukları ve gençleri aydınlatan alimler ve eserleri (Risale-i Nurlar) olduğu halde bunları İslam Alemine yayılmasını engelleyenler varsa... Bence o dış mihraklardan/ifsad komitelerinden daha tehlikeli değiller mi ? Bütün İslam Aleminin kan gölü halinde olması da diğer kavimlere gönderilen belaların/afatların günümüzdeki gazapları değil mi ?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı