Teröre karşı verilen mücadelede arzu edilen neticenin alınamayışın, bu mücadeleyi kolay zannetmekten kaynaklanıyor.
Hele hele, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı terör, mücadele edilmesi en zor olan terör şeklidir. Mücadelenin bir zorluğu da, probleme vaktinde ve zamanında doğru teşhis konulamamış olmasıdır. Terör can almaya başladığında, “Birkaç çapulcu” denilmiş ve yaklaşan büyük felâket fark edilememiştir.
Neredeyse yarım asra yaklaşan bu mücadelede bugün de isabetli adımların atıldığını söylemek kolay değil. Her fırsatta ifade etmeye çalıştığımız üzere terörle mücadele belki dünyanın en zor işlerinden biridir. Dolayısıyla yöneticileri ve siyasetçileri bu zor mücadelede doğru adımlar atmaları yönünde teşvik etmek lâzım. Türkiye’de değişik siyasî anlayışlar, koalisyonlar marifetiyle de olsa iktidar oldu. Bu ciddî probleme köklü ve kesin bir çare bulunamamış olması herkesi ihtiyata dâvet etmeli. Mücadeleye karşı herkesin elbirliği ve işbirliği yapması bu bakımdan önemli. Kötüye ve yanlışa hep beraber itiraz edersek ancak o zaman kanlı terörün kökü kuruyabilir.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, son günlerde artan olumsuzluklar dolayısıyla yazılı bir açıklama yapmış. “Bizi bize, komşuyu komşuya düşman etmeye çalışanlara, teröre, hep birlikte karşı durmalıyız” diyen Hisarcıklıoğlu şöyle devam etmiş:
“Tepkimizi göstereceğiz, protesto edeceğiz, ama şiddete bulaşmadan, kimseye zarar vermeden, kimseyi tahkir etmeden. Terörü protestoya sonuna kadar evet, ama şiddete hayır. Gün Türkün Kürte, Kürtün Türke, Alevinin Sünniye, Sünninin Aleviye el uzatma günüdür. Hadi sarıl Kürt akrabana, Türk arkadaşına. Hadi sarıl Alevî komşuna, Sünnî dostuna. Hadi sarıl gayrimüslim hemşerine. Fitneye, fesada, tahrikçilere, provokatörlere fırsat verme.”
Hisarcıklıoğlu, medyaya da çağrı yapmış: “Öfke kusan, tahrik eden, asılsız itham ve iftiralarla milleti kışkırtan yazı ve yorumlarınıza lütfen biraz dikkat edin. Sokaktaki tansiyonu bir de siz yükseltmeyin, toplumun sosyal fay hatları ile oynamayın. Vatandaşlarımız da sosyal medyadaki asılsız iddia ve kışkırtmalara lütfen itibar etmesin. Ülkemizin tamamında birlikte yaşama iradesi göstermek zorundayız.
TOBB Başkanının siyasetçilerden de talebi var: “Siyasetçilerimiz de mutlaka suhuletle ve sükûnetle hareket etmeli, gerginlikten sakınmalı, kucaklayıcı bir üslûp benimsemeli. Zira siyaset sahnesinde sergilenen gerginlik ve saflaşmalar, terör için en verimli zemini oluşturur. Kışkırtıcı söylemler bırakılmalı, kamuoyunu germekten sakınılmalıdır.” (http://www.tobb.org.tr/, erişim: 11 Eylül 2015)
Kanaatimizce, ‘aşırı koruma’ sebebiyle milletten kopan siyasetçiler vatandaşın ne düşündüğünü, ne yaşadığını tam olarak bilemiyor. Siyaseten söylenen sözlerin cemiyette nasıl bir fay hattı meydana getirdiğinin farkında da değiller. “Buğz etmek/ en yakınına, komşusuna ve hatta akrabasına kin gütmek, ondan hoşlanmamak, düşmanlık beslemek” gibi duygular cemiyeti içten içe kemiriyor. Bu tablo mutlaka görülmeli ve siyasetçilerden başlayarak herkes, hepimiz gerginliği sona erdirecek adımlar atmak durumundayız. Aksi halde hepimiz kaybederiz.
Terörün ekmeğine yağ sürecek her türlü adımdan uzak durmak en başta siyasetçilerin ve medyanın işi olmalı, vesselâm.