Her fırsatta bir ve beraber olmaktan bahsedilir, bilhassa siyasetçilerden birlik ve beraberlik konuşmaları dinleriz ama önümüzdeki tablonun birlik ve beraberlikle açıklanmasının mümkün olmadığını da görmeliyiz. Maalesef cemiyette şimdiye kadar görülmedik ölçüde bir kutuplaşma yaşandığını her halde inkâr eden olmaz.
Nitekim Uluslararası Liderlik Okulu (Young Guru Academy-YGA) zirvesinde konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Fenerbahçe Spor Kulübü Başkan adayı Ali Koç, 50 yaşında olduğunu belirterek “Ülkemde hiç bu kadar ayrışmayı görmedim. Ülke karpuz gibi ortadan ikiye bölünmüş durumda” demiş. (yeniasya.com.tr, 18 Aralık 2017)
YGA (Young Guru Academy) 2000 yılında Türkiye’de kurulmuş, uluslararası bir sivil toplum örgütü olarak tanımlanıyor. “Gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmayı” hayal eden kuruluş, “geleceğin liderlerini keşfederek ve yetiştirerek” gerçekleştirmeyi de hedefleri arasında saymış. Bu programa katılanlar üst düzey yönetici, akademisyen, sanatçı ve bilim insanlarından oluşan kişilerden 1.000 saatin üzerinde eğitim alıyormuş. (yga.org.tr)
Ali Koç, YGA Zirvesi’nde yaptığı konuşmada şu ifadeleri de kullanmış: “Yani hangi kesimden gelirseniz gelin altına imza atabileceğimiz değerlerimiz ne yazık ki az. Ne gibi değerlerden bahsediyorum? Türkiye’nin yazılım konusunda ilk 10 ülkeden biri olması veya dünyada sahilleri denizleri en güzel ülke olması, kişi başına düşen ağaç sayısı, 2023 hedefleri gibi dünyanın en önemli ekonomisinden biri olmak gibi hedeflerimiz çok az. Dolayısıyla bizi ayrıştırmak çok kolay.” (www.facebook.com/YoungGuruAcademy, 29 Kasım 2017)
Komşular ya da farklı siyasi görüşe mensup kişiler arasında ihtilaf her zaman olmuştur. Ancak ihtilafın ve ayrışmamın bu kadar yaygın olması ve derinlere inmesi belki de ilk defa yaşanıyor. Farklı siyasi görüşlere mensup olanlar bir yana, artık aynı ailede kardeşler arasında kapanması zor ihtilaflar başladı. Özünde siyaset olan bu ayrışma, bu itilaf, bu kopukluk maalesef çok büyük zararlara sebep oluyor ve olacak. Daha da dikkat çekici olan, bu feci durumun farkında olunmaması. Siyasetçiler kısa gün menfaati gereği bu yarayı kaşımaya, kanatmaya devam ediyor. Açılan bu yaranın, bu ihtilafın tedavisi uzun yıllar sürebilir. Bu tabloyu bir işadamının görmüş olması ve ifade etmesi çok önemli. Keşke ilahiyatçılar ve eğitimciler de bu feci tabloyu görüp Türkiye’yi idare edenleri uygun lisan ile ikaz etse...
Gerçi bu sıkıntıyı görüp idarecileri ikaz edenler de oldu ama bunun çok daha yüksek sesle yapılmasında fayda var. Bir uzman, meydana gelen tahribatın tedavisi için 30 ya da 50 yıl çalışmak gerektiğini ifade etmişti. Hele hele manevi sahada meydana gelen yıpranma ve bozulmanın tedavisi muhtelene çok daha uzun yıllar alacak.
Maddi ve manevi anlamda dünyanın en zengin ülkeleri arasına girmek için gayret sarf ederken, ülkemizin “karpuz gibi ikiye bölünmüş durumda” olduğu kanaatinin izhar edilmesi elbette arzu edilen bir durum değildir. Bugünden başlayarak ayrıştırıcı dili bir yana bırakmalı ve açılan yaraların tedavisi için çalışmalıyız. Aksi halde değil 30 ya da 50 yıl, 80 yılda bu yarayı tedavi edemeyiz.
Ayrıştırıcı dilin sebep olduğu neticeleri görelim ve bu dili kullanmaktan hemen vazgeçelim...