"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tecrübeye kulak ver

Faruk ÇAKIR
19 Eylül 2017, Salı
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun eski Başkan Yardımcısı Günter Verheugen’in Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkeler hakkında yaptığı açıklama dikkate alınması gereken tesbitler içeriyor.

24 Eylül’de Almanya’da yapılacak genel seçimden sonra iktidara gelecek Alman hükümetine AB’deki ortaklarıyla inandırıcı ve uzun vadeli bir Türkiye politikası geliştirmesini teklif eden tecrübeli siyasetçi Verhaugen, bunun hem Türkiye hem de AB için gerekli olduğunu hatırlatmış.

“Gelecek Alman hükümetine AB’deki ortaklarıyla yeniden inanılır ve uzun vadeli bir Türkiye politikasını geliştirmesini öneriyorum” diye konuşan Verheugen, çıkış noktasının da 1999’daki Helsinki stratejisine geri dönüş olması gerektiğini kaydetmiş. 

Geçmişte AB Komisyonu’nda başkan yardımcılığı ve genişlemeden sorumlu üye olarak da görev yapan Verheugen’in tesbitleri şöyle:

“Bu, Türkiye’nin AB üyeliğinin gerçekleştirilebilecek veya gerçekleştirilemeyecek bir şey olması değil, stratejik önceliği olduğuna AB’nin şüphe bırakmaması anlamına geliyor. Türkiye için katılım koşulları diğerleriyle aynı ve bunların tamamen yerine getirilmesi gerektiği kendiliğinden anlaşılıyor.”

Türkiye’nin demokrasi ve hukuk devletine doğru gelişmesine destek verecek en iyi imkânın güvenilir bir katılım perspektifi olduğuna dikkat çeken AB Komisyonu’nun eski Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, Türkiye’nin halihazırda bundan uzak olduğunu hatırlatmış. Zaten bunca tartışmadan sonra Türkiye’nin AB katılım perspektifinden uzak olmadığını iddia eden olur mu?

Verheugen, Almanya’daki seçim kampanyasında partilerin ülkenin iç politika konularından çok Türkiye politikasını ön plana çıkarmalarına ilişkin de “Neredeyse tüm partilerin Türkiye karşıtı bir seçim kampanyası yürütmelerinin iki gerekçesi var: Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin aralıksız iki yıldır adeta dramatik bir şekilde kötüleşmesi ve Alman halkının bir kısmının Müslümanların ülkeye göç edeceğiyle ilgili derin bir korku duyması” değerlendirmesinde bulunmuş. 

Her ülkenin seçim döneminde dış politikayı kullanmasına rastlanmıştır. Ancak son dönemde Almanya’daki siyasetçilerin bu noktada çok daha ileri adımlar attığı ve bu meseleyi istismar ettiği dahi söylenebilir. Muhtemeldir ki seçimlerden sonra gerçek politikalara şahit olacağız. Zaten aksinin düşünülmesi ve seçim dönemindeki ‘dil’in seçim sonrasında da devam edeceğini düşünmek iki ülke açısından da ilişkilerin içinden çıkılmaz bir hal almasına sebep olabilir.

Türk-Alman ilişkilerindeki kötüleşmeden iki ülkenin de sorumlu olduğunu belirten Verheugen, “Bu çok üzücü çünkü özellikle bu iki ülke, geleneksel olarak iyi ve dostane ilişkilerle birbirine bağlıdır. Umarım Almanya’daki seçim kampanyasından sonra iki tarafta da sağduyu hakim olur ve birbirine yaklaşırlar. Hasar hâlâ tamir edilebilir gibi görünüyor ancak fazla vaktimizin kaldığını sanmıyorum” demiş.

Uzun dönem düşünen siyasetçiler Avrupa Birliği Komisyonu’nun eski Başkan Yardımcısı Günter Verheugen’in tavsiyelerine kulak vermeli ve pire için yorgan yakma yanlışına düşmemeli. Türkiye’nin uzun dönemdeki menfaatleri heba edilmemeli. Hak, hukuk ve adalet için ‘insani kriterler’e uygun hareket edilmeli. Öfke ile kalkmayalım ve keskin sirke olmayalım. Tecrubenin kıymetini bilenlerden olalım vesselam.

Okunma Sayısı: 3004
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı