Suriye’deki savaş yangını, azalmakla birlikte devam ediyor.
Bir süre önce devreye giren ateşkesin her an çökebileceği ileri sürülüyor ki bu durum Suriye’de daha fazla acı, daha fazla can kaydı, daha fazla feryat demek.
Gidişattan endişeli olan BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan De Mistura da ABD ve Rusya’ya; Suriye barış görüşmelerini kurtarmak için acil olarak müdahalede bulunma çağrısı yapmış. (bbc.com, 28 Nisan 2016)
BM Güvenlik Konseyi’ne Suriye barış görüşmelerindeki krizle ilgili bilgi veren Mistura, Şubat ayında üzerinde uzlaşılan ateşkesin şu an ‘zar zor hayatta’ kaldığını söylemiş. Haberlere bakılırsa Suriye’de şiddet hadiselerinin azalması beklenirken son günlerde yeniden tırmanışa geçmiş. Elbette bu tırmanışta, barış istemeyen ‘silâh tüccarları’nın payı vardır. Düşünün ki hastaneler bile vuruluyor ve bazen bir günde 20 sivil ölüyor. Ve her savaşta olduğu gibi Suriye’de de ölenlerin arasında çocuk var.
ABD ve Rusya’yı bu konuda işbirliğine çağıran BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan De Mistura, ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in miraslarının Suriye’deki barış sürecine bağlı olacağını da söylemiş.
Bu savaş bir gün bitecekse, bugün bitmeli. Bunun için de elinde imkân olan herkes bu imkânı değerlendirmelidir. Savaşı durdurma çağrısı Amerika ve Rusya’ya yapılıyorsa, bir anlamda savaşı başlatan güçlerin de bunlar olduğu akla gelir. Hakikat de böyledir. Amerika ve Rusya, uyguladıkları politikalarla Suriye’nin bu hallere düşmesine zemin hazırladılar. Elbette tek kabahat bu ülkelerin değil, ancak bu iki ülke Suriye üzerinde güç ve silâh denemesi yapmayı tercih etti.
Yapılan bazı değerlendirmelerde ABD ve Rusya’nın Suriye konusunda anlaştığı ifade ediliyor. Muhtemelen anlaşmışlardır, ama bu anlaşmayı yürürlüğe koymak için her halde birilerinden yeni tavizler bekliyorlar. Beş yıl önce başlayan iç savaşta şimdiye kadar 250 binden fazla insan ölmüş durumda. 250 bin kişi, orta büyüklükte bir şehir demektir. Elbette savaşın sebep olduğu kayıp bu 250 bin kişi ile sınırlı değil. Onlarca şehir yerle bir olmuş durumda. Bu şehirleri yeniden ayağa kaldırmak, savaş öncesi duruma getirmek acaba kaç milyar dolara ve kaç yıla mal olacak? Suriye konusunda anlaştığı ileri sürülen ‘büyük devlet’ler acaba bu konularda da anlaşma yaptı mı? ‘Büyük ülke’ler hem şehirleri yıkarken para kazandı, hem de muhtemelen tamir ederken kazanacak. Peki, adaletsizliğin bu kadarına tahammül edilebilir mi? Binlerce masumun kanı üzerinde yükselen bir zenginlik, bir büyüklük kalıcı olabilir mi? Binlerce ve belki de milyonlarca masumun ‘ah’ı bu zalimleri yere sermez mi?
Komşumuz Suriye’nin bu hallere düşmesinde idarecilerimizin de payı vardır. Nasıl bir plan yapıldıysa, 3 ayda bitmesi beklenen bir kriz, 5 yıl oldu bitmedi. Bu hesapları yapıp millete ‘müjde’ler verenler acaba hiç mahcup oldu mu? Miting meydanlarında gündem yapılan Suriye, şu anda gündemde mi?
Ne edip etmeli, Suriye’yi savaş şartlarından kurtarmak için yapılan çağrılara destek olunmalı. Barış ve huzur Suriye’de yaşayanların da hakkı. Suriye üzerindeki kara bulutların dağılması için duâ edelim.