"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suriye bu halden çıkar mı?

Faruk ÇAKIR
14 Şubat 2016, Pazar
Yeni Asya’nın yıllar önce (1980 öncesi) yayınladığı bir broşürün adı, “Suriye bu hale nasıl düştü?” şeklindeydi ve çok ilgi görmüştü.

Hacmi küçük bu broşür, komşumuz Suriye’de yaşanan siyasî çalkantıları anlatıyor ve başka İslâm ülkelerinin bu hallere düşmemesi için tavsiyelerde bulunuyordu.

Maalesef, komşumuz son yıllarda öyle feci durumlara düştü ki, “eski hal”leri aranır oldu. Nüfusun neredeyse yarısı çıkan çatışmalardan kendisini koruyabilmek için mülteci durumuna düşmüş durumda. 

Sadece Türkiye’ye 3 milyona yakın (belki de aşkın) Suriyeli misafir / mülteci / sığınmacı geldiği düşünülürse işin vahameti daha iyi anlaşılır. 

Dünya, “Şam harap olduktan sonra” Suriye krizini çözmeye çalışıyor. “Büyük devletler”in bu gayrette samimî olup olmadığı da ayrıca tartışılır, ama açıklamalara bakılırsa iç savaşın sona erme ihtimali var. 

Uluslararası Suriye Destek Grubu’nun (ISSG), Suriye krizinin çözümü için Cenevre’de düzenlediği toplantıya başkanlık eden BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın danışmanı ve Norveç Mülteci Konseyi Genel Sekreteri Jan Egeland şöyle demiş: “Suriye’de abluka altındaki bölgelere erişim için talebimizi ilettik. Abluka altındaki bölgelere vakit kaybetmeden, derhal girmek istiyoruz. Suriye’de abluka altındaki siviller uzun zamandır yardım bekliyor. Bu sefer onları hayal kırıklığına uğratmayalım.” 

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ise “İlgili ülkelerden yetki alındığında, BM ve insanî yardım kuruluşları önümüzdeki günlerde abluka altındaki Suriyeli sivillere yardım ulaştıracak” şeklinde konuşmuş. (AA, 12 Şubat 2016)

Hatırlanacağı üzere, Almanya’nın Münih şehrindeki Suriye görüşmelerinde, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ABD ve Rusya’nın öncülüğünde yapılan Suriye görüşmelerinde, ülkede bir hafta içinde şiddetin durdurulması ve kuşatma altındaki bölgelere hemen insanî yardımların ulaştırılması konularında anlaşmaya varıldığını açıklamıştı.

Daha önce yaşanan hadiseler de gösteriyor ki böyle anlaşmalar bir-iki defa bozulmadan uygulamaya geçmiyor. Bu bakımdan, “anlaştık, savaş sona eriyor” sözleri bugün için hayata geçmese bile yakın zamanda Suriye’de silâhların susması beklenebilir. Bazı uzmanların ifade ettiği üzere, aslında ortada bir ‘Suriye’ kalmamıştır. Ülke fiilen ikiye, hatta üçe bölünmüş durumda. Muhtemelen Suriye’yi bu hale düşürenler, savaşı sona erdirmenin kendi menfaatlerine uygun olduğunu da düşünüyorlar. 

Adı geçen ve geçmeyen ‘büyük devlet’ler istemiş olsa Suriye zaten bu hallere düşmezdi. Suriye’nin bu hallere düşmesi; menfaat hesabı yapan devletlerin işine geliyor. Keşke Suriye’de iç savaş çıkmadan, ‘zalim idareci’lerden kurtulmak imkânı olsaydı. 

Suriye bu halden çıksa da çıkmasa da İslâm âleminin uyanık olması icap ediyor. Bugün Suriye’nin başına gelen ‘hal’ler, Allah muhafaza yarın başka İslâm ülkelerinin başına da gelebilir. Bu hallere düşmemek için diplomasinin bütün imkânları kullanılarak hak, hukuk ve adalet yolu açılmalıdır. 

Suriye bu hallere düştüğü gibi, bu ‘hal’lerden de bir şekilde çıkar ve çıkacak. Temennimiz ve duâmız, ülkemizin ‘bu hal’lere düşmemesidir. Hem fiilî hem de sözlü duâlarımız bunun için olsun. Amin.

Okunma Sayısı: 1368
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı