"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Spor ve siyaset

Faruk ÇAKIR
20 Aralık 2015, Pazar
Medya vasıtalarının iyi bir şöhrete sahip olmadığını hepimiz biliriz. Siyasetçiler de, tüccarlar da, iş adamları da yeri geldiğinde medyadan şikâyet ederler. Ama aynı zamanda medyasız da edemezler. Bilhassa siyasetçiler, medya vasıtalarına sahip olmak arzu ederler.

Ekseriyetin medya vasıtalarından şikâyetçi olması garip karşılanmamalı. Belki her meslekte öyledir, ama insafsız ve elinde imkânı olan gazeteciden korkmamak mümkün değil. Yalan yanlış haberlerle insanların umutlarının söndürülmesi, iftiraya uğratılması ya da haksızlıklarla boğuşmak mecburiyetinde kalması mümkündür.

Kastamonu’da düzenlenen bir panelde, medyada yayınlanan sağlık haberlerinden yola çıkılarak dikkat çekici değerlendirmeler yapılmış. Sağlık Muhabirleri Derneği Genel Başkanı Yusuf Ziya Erarslan, “Türkiye’de ‘2S’ sistemi üzerine kurulu bir medya sistemi var, ‘siyaset ve spor’, biraz da ekonomi. Sağlık, Türk basınının umurunda değil. Türk basını sağlık haberciliğine şaşı bakıyor” demiş. (AA, 26 Kasım 2015)

Sağlık haberlerinin yayınlanma şeklinin problemli olduğunu gazeteciler de kabul eder. Kısaca, “Su içti zayıfladı” anlamına gelecek, insanları yanıltan, ama merak uyandıran haberler tercih ediliyor. Ya da sağlık konusunda ‘moda’ olan haberlere yer veriliyor. “Şu otu ye, şunu iç; kanserden kurtul, şeker hastalığından kurtul” gibi haberler yapılarak masum insanların merakı tahrik ediliyor ve neticede insanlar bazen aklını, bazen de sağlığını kaybediliyor.

“Sağlık Haberciliği Paneli”nde dikkat çekilen asıl hastalık da önemlidir. Buna göre medya ‘siyaset ve spor’a hapsolmuş durumdadır ve bu tespit yok sayılamaz. Siyaset ve sporun birlikte zikredilmesi de ayrıca dikkat çekicidir. Çünkü ikisinde de ‘uyutan’ bir yön var. Kitlelerin siyaset ve sporla uyutulduğunu bilmeyen var mı?

Bu vesile ile gündeme gelmiş olan medyanın spora bakışı da ayrıca masaya yatırılması gereken bir konudur. Medyada yer alan spor haberleri ekseriyetle yangına körükle giden itfaiyeciyi hatırlatır. “Spor barıştır, kardeşliktir” denir; ama öte yandan da “Buraya ölmeye geldik” demekten vazgeçilmez. Gazete ve televizyonların, “2S” olarak ifade edilen spor ve siyasetle arasına uygun bir mesafe koyması icap eder.

Bu noktada, Türkiye’yi idare edenlere düşen görevler de vardır. Gençlerin ölçüsüz bir şekilde ‘spor izleyiciliği’ne teşvik edilmesi ne ölçüde isabetlidir? Sağlık için yapılan spor ayrı bir mesele. Sonu fanatik futbol taraftarlığına giden yolun teşvik edilmesini doğru bulmak mümkün mü?

Kitap okumayan bir ülke olduğumuz bahisle hayıflanırız, ama kitaba yatırım yapmak yerine on binlerce kişiyi ‘uyutma’ya yarayarak statlar yapmayı tercih ederiz. Böyle bir tercih Türkiye için lüks sayılmaz mı? Niçin binlerce kişinin okuyup istifade edebileceği kütüphanelerimiz yok ve onlarla övünemiyoruz? Eğitim sistemimiz, çocuklarımızı kitaba mı teşvik ediyor, yoksa ‘top’ peşinde koşmaya mı? 

Türkiye, çok geç kaldığı tercihi yapmak durumunda: Ya siyaset ve spor gibi işlerle gençlerimizi uyutmaya devam edeceğiz; ya da eğitime, okumaya ve kitaba yatırım yapıp kütüphaneleri teşvik edeceğiz. 

Bir reyim varsa, kitaba ve okumaya teşvikten yana kullanıyorum. Gençlerimizi bunca yıl ‘meşin yuvarlak’/top peşinde koşturduk, yürüttük. Bundan sonra hep birlikte ‘okuyalım arkadaşlar’...

Okunma Sayısı: 1913
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa BİTER

    20.12.2015 18:12:34

    Çok iyi düşünmek gerekmiyor mu ? Neden illa siyaset , illa da spor...Hatta siyasetin sporun yanında esamesi dahi okunamaz hale geliyor ? Şöyle bakın...Kaç gazete var , kaç tv kanalı var. Tamamı belli grupların kontrolünde ve hepsinde aynı eğlence programları , aynı spor programları , aynı siyasi haberler.. Şöyle bir yakın geçmişe göz atın... Bakın bakalım bu tür hadiseler hangi yönetimlerde,hangi durumlarda,hangi şartlarda aynen uygulanmış... Manidar değil mi ? Halkın sağlığı...Kimin umurunda...Bir tıp var parası olan için...bir de alternatif tıp var..para kazanmak için... Demek ki söylenen,arzulanan ve uygulanan ve uygulanacak demokrasi bu olsa gerek...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı