7 Haziran 2015 Pazar günü yapılan genel seçim, bu sözün doğruluğunu bir defa daha ortaya koymuş oldu. 6 Haziran 2015’in muktedirleri, bir günde ellerindeki imkânları büyük ölçüde kaybettiler. Bugün o muktedirler, muhtemelen bir hafta önceki şartları özlüyor, “Siyaseten uzun olan 7 Haziran”ın yaşanmamış olmasını içten içe arzu ediyorlardır.

7 Haziran seçimleriyle ortaya çıkan tablo, uzun süre konuşulmaya adaydır. Vatandaşın tercihiyle ortaya çıkan bu tablodan her siyasi partinin ve siyasetçinin alması gereken dersler vardır. Kim ki bu tablodan ders ve ibret alır, kârlı çıkar. Kim ki, millete küsüp, “Millet yanlış yaptı, kaosu seçti” der; kaybetmeye devam eder.

Seçimlerin hemen sonrasında yapılan yorum ve değerlendirmer, Türkiye’nin ya yeni bir erken seçim veya koalisyonlar dönemine girdiği yönünde. İktidar partisi, seçim meydanlarında yaptığı konuşmalarda Türkiye’yi “Koalisyonlar dönemi olmasın” diyerek bir anlamda korkuttu. Elbette tek başına iktidar tercih edilir, ama eğer milletin tercihi koalisyonu işaret ediyorsa o da mümkün. Koalisyonla idare de demokrasinin bir gereği. Türkiye, uyumlu koalisyon dönemleri de gördü, işleyemeyen koalisyon dönemleri de. Liderler, kendilerini ve partilerini düşünmek yerine, milleti ve millet menfaatini düşünürse, koalisyonlar da işe yarayabilir. 

Bugünkü tabloya göre bir erken seçim ihtimali zayıftır. Çünkü 550 milletvekilinin hiç birinin erken seçim isteyeceğini tahmin etmiyoruz. Bunca emek verip vekil seçilenlerin, bu riski göze alması kolay değil. Belli süre zarfında hükümet kurulamaz ve seçim yapılması mecbur hale gelirse elbette erken seçim olur, ancak bunun son ihtimal olduğu kabul edilmeli.

Siyasette bir gün uzun olduğu gibi, siyasette ve devlet idaresinde uzun süreli küslükler de olmaz ve olamaz. Partileri ve liderleri seçim meydanlarındaki konuşmaları ile değerlendirmemek lazım. “Şu iki parti yan yana gelmez, koalisyon kurmaz” diyebilir miyiz? Hiç ihtimal verilmeyen koalisyonların geçmişte de kurulduğuna şahit olduğumuza göre, her partinin her parti ile koalisyon kurmasının ihtimal dahilinde olduğunu kabul etmeliyiz. İktidarın cazibesi karşısında, “Ben uzak durayım” diyebilen parti çok azdır. Dolayısı ile erken seçimden ziyade Türkiye’yi bir koalisyon hükümetinin beklediğini söylemek yanlış olmaz.

Elbette ‘azınlık hükümeti’ kurulması da mümkün. Her hal ve şartta Türkiye, 6 Haziran 2015 Türkiye’si değildir. İktidar partisinin seçim meydanlarında tekrarladığı gibi olmasa da artık yeni siyasi yapının ortaya çıktığı bir (yeni) Türkiye vardır. Ama bu iktidar partisinin arzuladığı bir siyasi yapı değildir. İktidar partisini destekleyenler, seçim neticelerini okurken ülkenin sıkıntılara gebe olduğunu söylemektedir. Bu tahmin doğru olabilir, ama ne var ki sandıktan çıkan netice budur. Her parti için milletin tercihini okuma devri başlamıştır. 

“Niçin böyle bir netice çıktı?” sorusunun ilk muhatabı iktidar partisidir. Kanaatimizce, kibir ve gurur; iktidarı kaybetmesine sebep olmuştur. Aynı zamanda “Biz varsak siz varsınız. Biz yoksak, siz de yoksunuz” mealindeki enaniyet dolu beyanlar tepki çekmiş ve ters tepmiştir. Millet vardır, cemaatler vardır, dini guruplar vardır ve bu ‘tehdit’leri dillendirenler yoktur.

Söylenecek çok söz var. Nasip olur ve sağ olursak, önümüzdeki günlerde konuşmaya, değerlendirmeye devam ederiz. “Pencelerden seyret” devri devam ediyor. Düşene vurmamak prensibi çerçevesinde tahliller yapma niyetindeyiz, inşallah.