Sermayesi olmayan da var olan sermayesini kaybedenin ticari hayatta muvaffak olması mümkün müdür?
Maalesef özelde Müslümanlar ve genelde de İslam dünyası ‘kıyamet alemetleri’ sayılabilecek şekilde sermayelerini kaybetmiş gibi görünüyorlar.
Ahmet Tabakoğlu, iktisat tarihi ve İslam iktisadı denilince akla gelen önemli isimlerden biri. Prof. Dr. Tabakoğlu İstanbul’da düzenlenen bir toplantıda “Müslümanın Parayla İmtihanı” başlıklı bir konuşma yaptımış ve Müslümanların bu imtihanı kaybettiğini söylemiş.
Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu, İslamın insanlara meslek kazanmasını ve bu yolla geçimini temin etmesini tavsiye ettiğini hatırlatmış. Müslümanların son zamanlarda ‘emin’ sıfatını da kaybetme tehlikesi geçirdiğine dikkat çeken Tabakoğlu, bunun en bariz göstergelerinden birinin, gayrimüslimlerin İslama giriş şekilleri olduğunu ifade etmiş: Bir gayrimüslim Müslüman olacakken ne yazık ki Müslümanlara bakarak değil, kitaplara bakarak Müslüman oluyor. (Konferans notlarını aktaran: www.dunyabizim.com/, erişim: 29 Aralık 2016)
“Evvelden ahlaksız olmak kayda geçiyorken şimdilerde ahlaklı olmak kayda geçiyor” şeklinde konuşan Prof. Dr. Tabakoğlu, “Yolda para bulup sahibine teslim eden biri haberlere konu oluyor. Oysaki bu teslimat zaten onun mükellefiyetidir; bırakın haber olmayı, kimsenin ruhunun duymaması gerekir. Eskiden kimse kimseyi aldatmazdı, siftah yapan esnaf müşterisini yapmayana gönderirdi, her pazar dualarla açılırdı. Şimdi bunlardan söz edilmiyor” demiş.
Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tabakoğlu, geçim sıkıntısının had safhada olduğu ve asgarî ücretin de tartışıldığı günümüzde çok dikkat çekici bir örnek daha veriyor: “(Osmanlı’da) İşçiler Avrupa’daki gibi sefalet içerisinde değildi, düşük ücret ödenmiyordu. Osmanlı işçisinin bir günlük ücreti ile 4 kg. et alınabiliyordu.”
Prof. Dr. Tabakoğlu, kapitalizm ve ahlak konusunda da hem güldüren hem üzen bir örnek vermiş: Çalışma ekonomisi, işletme, iktisat gibi bölümlerde iş ahlakı dersleri okutulur fakat bu dersler ahlakın içselleştirilmesi adına koyulmaz müfredata. Ahlaksızlık uzun vadede iş dünyasında kârı düşüreceği için, kapitalizmin ve iş dünyasının ‘işine geldiği kadar ahlaklılık’ gerekmektedir. Bu yüzden bu bölümlerde iş ahlakı dersi verilir. Bu, kapitalizmin bir oyunudur.”
Ekonomik hayatın sıkıntılarından birinin de mesleksizlik olduğu başka uzmanlarca da ifade ediliyor. Bu bakımdan “İslamın insanlara meslek kazanmasını ve bu yolla geçimini temin etmesini tavsiye” etmesinin ehemmiyeti ortaya çıkıyor. Gençler okullarda meslek sahibi olabilmiş olsa işsizlik bu nisbette artar mıydı?
Parayla olan imtihanlarını kaybedenlerden müteşekkil bir iktisadi hayatın problemsiz olması düşünülebilir mi?
Ekonomik krize çare arayanlar öncelikle bu meselelerle meşgul olmalı. Bakınız, ekonomiyi konuşalim derken yine geldik eğitim krizine toslatık. İnsanların para imtihanını kazanabilmeleri için de iyi bir eğitim şart, değil mi?