"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şekli düzenleme çare değil

Faruk ÇAKIR
19 Aralık 2016, Pazartesi
Çoğu zaman hatırlatmak durumunda kaldığımız bir tesbit var: İsimlerin değişmesiyle hakikat değişmez.

Dolayısıyla Türkiye’nin meselelerini gerçek anlamda çözmek, kanunların ya da uygulamaların isimlerini değiştirmekle değil, sistemi ve anlayışı değiştirmekle, iyileştirmekle mümkün olur.

Nitekim TBMM’nin tecrübeli isimlerinden kabul edilen Cemil Çiçek de verdiği bir röportajda bunu ifade etmiş. 2011’de 4 partinin bir araya gelerek başlattığı Anayasa değişikliği çalışmalarına da başkanlık etmiş olan Çiçek, anayasada yapılmak istenen şimdiki değişikliklerle ilgili olarak önemli ikazlarda bulunmuş.

“İki partinin üzerinde uzlaştığı yeni teklifi nasıl buldunuz?” sorusunu cevaplandıran Çiçek şöyle demiş: “Aslında toplumun talebi sıfırdan yeni bir Anayasa’dır, kısmî bir değişiklik değil. Kısmî değişikliklerle yamalı bohçaya dönmüş bir Anayasa’yla Türkiye 2016’yı da bitirmek üzere. Nitekim 2007’de neredeyse rejim bunalımı çıkıyordu. (...) 2011 sürecinde, 63 maddelik bir hak ve özgürlükler bölümü vardı. Bunun 43’ü üzerinde uzlaşmaya varılmıştı, ama yapılamadı. Türkiye demokratik bir ülke. AB süreci, sıkıntılı olsa da devam ediyor. Türkiye’ye yönelik itirazların önemli bir kısmı hak ve özgürlüklerle alâkalı. Hükümet modeliyle ilgili bir düzenleme yapsak bile, hak ve özgürlükler alanındaki sıkıntılar devam edecek demektir.”

“Önerilen hükümet sistemi Türkiye’yi otoriterliğe götürür mü?” sorusunun cevabı da şöyle olmuş: “Demokrasi sadece şekli düzenlemeden, kanunî metinlerden ibaret değil. Demokrasi kültüründe toplumun hak ve özgürlüklere sahip çıkması gerekir. Bu da insan kalitemiz ve tipolojimizle doğrudan alâkalı. (...) Dünyadaki sıkıntılarımızdan kurtulmak için de bir kahraman bekliyoruz. Halbuki demokrasi, doğru kurallarla vasat zekâlı insanların işlettiği bir sistemdir. Doğru kuralları koyacaksınız. Öyle süper zekâ, büyük kahramana falan gerek yok. Ülke meselelerine hep şahıslaştırarak çözüm aramaya çalışıyoruz. (...) Gelişmiş Avrupa ülkelerine bakalım. Kahraman mı arıyorlar?”

Neleri eksik gördüğüyle ilgili bir soruyu da cevaplandıran Cemil Çiçek, ‘endişe’li cevap vermiş: “Bunları söylerim, fakat korkarım muhalefet benim üzerimden partimi vurmaya çalışır. Sayın Başbakan fikrimi sordu; nerede, ne olması gerektiğini söyledim. Yargı dışında çeşitli şeyler gözden geçirilebilir. (...) Şekli düzenlemelerle bir yere varamayız. Denge denetleme önemlidir.”

Düzenleme yapılması icap eden noktalar olduğuna dikkat çeken TBMM eski Başkanı Cemil Çiçek, bunları da şöyle sıralamış: “Hangi hükümet modelini benimserseniz benimseyin, iki alanda en kısa zamanda düzenleme yapmak gerekiyor: Siyasî Partiler Yasası ve seçim mevzuatı. Biz hep % 10 barajını konuştuk. Seçim mevzuatının tek problemi baraj değil ki. Seçim bölgelerini mümkün olduğu kadar daraltmak, siyasetle vatandaşı buluşturmak lâzım.” (Konuşan: Kübra Par, http://www.haberturk.com, 18 Aralık 2016)

Katıldığımız ya da itiraz ettiğimiz noktalar mutlâka olacak. Fakat toplumun, milletin asıl talebinin gerçek anlamda yeni, sivil ve milletin değerlerine saygılı bir anayasa olduğu inkâr edilebilir mi? Aynı zamanda “iç işlerimize müdahale etmek istiyorlar” diye itiraz ettiğimiz Avrupa’nın asıl itirazlarının “hak ve özgürlüklerle alâkalı” olduğu belli değil mi? İki partinin anlaştığı şekliyle yapılacak bir düzenlemeden sonra bu itirazlar sona erer mi? Demokrasinin sadece şekli ve kanunî düzenlemeler olmadığı, ‘çok iyi kanun’larla fena işlerin olması ve ‘fena kanun maddelerine rağmen’ iyi işlerin yapılmasının mümkün olduğuna şahit değil miyiz?

Özde, temelde, hakikatte iyi yönde değişiklikler lâzım. Şekille, isim değişikliğiyle krizlerden çıkmak uzak ihtimal, vesselâm.

Okunma Sayısı: 1861
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    19.12.2016 13:06:12

    (3) Bu ülke ve insanımız artık askeri ve sivil vesayet düzeni, tek parti ve tek adam sisteminin değişik versiyonlarını çokca yaşadı ve artık tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyoruz. Asrın hususiyetine uygun katılımcı ve çoğulcu hakiki demokrasi ile bunun lâzımı olan adalet, hürriyet, meşveret müesseselerinin kamil mânâda çalıştığı, insan hak ve hürriyetlerine sonuna kadar riayet eden bir sisteme bugün dünden daha fazla ihtiyacımız vardır. Hem tek adam rejiminin otoriter baskıcı diktaya dönüşmesi hem suistimal ve istismara ve keyfîliğe müsait olması kuvvetle muhtemeldir. Yani ciddi ve büyük ve telafisi çok zor tehlikeleri içinde barındırmaktadır. Oysa "zararsız yol zararlı yola müreccahtır" düstur ve kaidesine riayet etmezsek maksadın aksiyle tokat yeme ihtimali de vardır. Herkes reyinde hürdür. ...

  • Özcan Erkiş

    19.12.2016 12:43:39

    (2) Yunus Emre'nin "Dervişlik olaydı tâc ile hırka/Biz de alırdık otuza kırka"dediği gibi, elbette istenen, yalnız şekil ve şemâilden ibaret, ruhsuz ve mânâsız bir demokrasi değil. Bünyesinde adalet, hürriyet, meşvereti de barındıran ve bunların da hakkıyla icrasını temin ve tesis eden hakiki bir demokrasi. Fakat mecliste 4 parti bulunmasına mukabil yalnızca iki partinin ulaşmasıyla yapılacak bir Anayasa değişikliği (yeni Anayasa değil) acaba krize ve kaosa çözüm olur mu? Hem demokratik olduğu söylenebilir mi? Dikkat edilirse, demokratik Parlamenter sistemin, temel hak ve hürriyetlerin güçlendirilmesi yerine bunların tek adam emir ve iradesine verilmesi üzerine çalışma yapilmaktadır. Fakat kamuoyuna bu mesele öyle tatlı, şirin ve câzip gösteriliyor ki.vatandaş durup düşünmeye vakit bile bulamıyor. Sloganları:"Başkanlık gelecek bütün dertler bitecek!" Acaba öyle mi?

  • Özcan Erkiş

    19.12.2016 12:20:28

    Sayın Çakır, sistem ve Anayasa konusundaki tespitleriniz ile mezkur siyasetçinin söylediği hususlar hepimizin talebi. Yani yeni, sivil ve temel hak ve hürriyetleri önceleyen fakat insan merkezli bir anayasa talep ediyoruz. Şeyh Edebâli'nin Osman Gazi'ye mühim ve kıymettar bir öğüdü "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!" idi. Devletin varlığı ve muhafazasına evet ama önce insan. AB'nin de şiddetle tenkit ettiği ve iplerin kopma noktasına geldiği temel hususlar, "insan hakları ihlalleri" değil miydi? Ülkemizi dünya kamuoyu nezdinde üçüncü dünya ülkesi gibi görünmesini netice verecek antidemokratik uygulamalara son verilmelidir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı