Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün raporlarına bakılırsa, 2015 yılında şeffaflık notu düşen ülkelerin sayısı artmış.
Bu durum, dünya barışı için de tehlike sinyali sayılmalı. Dünya ülkeleri her geçen yıl daha şeffaf olursa, neticede dünya barışı temin edilir, aksine olur ve ülkeler şeffaflıktan ayrılıp, yolsuzluğa batarsa barış ‘Kaf Dağı’nın ardında kalmaya devam eder.
Aynı raporda, 2015’de ülkeler bazında kısmî düzelmeler olduğuna da işaret edilmiş. Ancak incelemeye alınan 168 ülkenin üçte ikisinin (en kaba ifadesiyle yarıdan fazlasının) yolsuzluk karnesinin çok kötü olduğuna işaret ediliyor. İncelemeye alınan ülkelerin yarıdan fazlasının şeffaflık imtihanında sınıfta kalması, geçer not almaması dünya barışı için ciddî bir tehdit değil mi? Şeffaf olmayan yönetimler dünyayı felâkete sürüklemez mi? Yolsuzluk ve usûlsüzlükler; şeffaf olmamaktan kaynaklanmıyor mu? Kapalı rejimlerin en bariz özelliği ‘adam kayırma’ değil mi?
Acaba ülkemiz hangi kategoride? Şeffaflık notu ‘kötü’ olan ‘yarım küre’de mi yoksa ‘iyi/geçer’ olan diğer ‘yarım küre’de mi? Maalesef, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün sıralamasına göre, 2015’te yolsuzluğun arttığı ülkelerden biri de ülkemiz olmuş.
Üstün körü bir değerlendirmeyle, “Bu rapor inandırıcı değil, mutlaka işin içinde bir ‘hesap’ var” diyebilir miyiz? Bu ve benzer raporların yanılma payı elbette vardır. Ancak ülkemizin şeffaflık noktasında ilerlemediği umumî bir kanaat olarak karşımızda durmuyor mu? Kime sorulsa “Yolsuzluk ve usûlsüzlük var” demiyor mu? Mesele sadece muhalefetin iddialarıyla sınırlı değil. İktidara mensup vekiller de bu yöndeki itirazlara hak vermiyorlar mı? “Yolsuzluk yok, şeffaflık var” diyebilecek durumda mıyız?
Yakın zamanda aynı mesele TBMM’de de gündeme geldi. Meclis’in ‘denetleme’ görevini tam olarak yapamadığı genel kabul gören bir tesbit değil mi? Denetlenemeyen idarelerde usûlsüzlüklerin olması tabiî bir netice olarak karşısımıza çıkmaz mı?
Yolsuzlukların arttığı ve şeffaflığın perdelendiği ülke sayısının, mecut devlet sayısının ‘yarısı’ olduğunu varsayarak bunları ifade ediyoruz. Oysa rapor, 3 ülkeden 2’sinin şeffaflıkta sınıfta kaldığını ortaya koyuyor. Yani tehlike daha büyük. 3 ülkeden 2’sinin yolsuzluk ve usûlsüzlüklere bulaştığı bir dünyada huzur olabilir mi?
Rapora göre Danimarka, 2015 yılında da yolsuzluk algılama endeksine göre en az yolsuzluk vak’asına rastlanan ülkeler sıralamasının başında yer almış. Danimarka’yı sırasıyla Finlandiya ve İsveç izliyor. Almanya iki basamak atlayarak 10’unculuğa yükselmiş.
Teşkilâtın raporuna göre durumu en çok kötüleşen Avrupa ülkeleri; Macaristan, İspanya, Makedonya ve Türkiye olmuş. Bu kötü tablonun ortaya çıkmasında kimin sorumluluğu varsa, millete hesap vermek durumundadır.
Keşke Türkiye; en az yolsuzluk yapılan ülkeler, -dolayısıyla en şeffaf ülkeler- arasında ve en başında olsa, olabilse.
Tabiî, İslam ülkelerinin de şeffaf olması ve dünyaya örnek olması arzu edilir. Olması gereken de budur. Hep birlikte bu kötü tabloyu değiştirmek için üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmeye çalışalım. Hep birlikte...