"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şeffaf ol yeter!

Faruk ÇAKIR
11 Mart 2016, Cuma
Uluslararası Şeffaflık Derneği, 9 Mart 2016’da önemli bir rapor açıkladı.

Taksim Elite World Hotel’de açıklanan rapora göre “cezasızlık” nedeniyle Türkiye’de yolsuzluk kanaati devam ederken son bir yılda kamu kuruluşlarında rüşvet talebiyle karşılaşanların çeşitli sebeplerle yüzde 20’yi geçtiği hatırlatılmış.

Rapor sonrası değerlendirme yapan Uluslararası Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oya Özarslan, “Sistemin, ekonominin hukuka göre işlemediği, illegal, gizli kapaklı bir kısmı var. Bu; ahlaki çürümeyi, en çok da hukuksuzluğu ifade ediyor. Yolsuzluk, sadece ekonomik bir suçtan ibaret değil” demiş. (DHA, 10 Mart 2016)

Yolsuzlukla mücadele önündeki engeller arasında, siyasetin finansmanı yasasının olmaması ve “siyasette dokunulmazlıkların yolsuzluğu kapsayacak kadar geniş olmasını” gösteren Oya Özarslan, “Siyasi etik yasası yok; hediye almak - vermek memur için yasakken, milletvekilleri için bundan bahsedemiyoruz” demiş.

Özarslan’ın dikkat çektiği başka bir konu da Kamu İhale Kanunu’nun 2001 yılında çıkan halinden çok uzakta oluşu. “Kamu ihale kanununda istisna maddesi şişmiş durumda” diyen Oya Özarslan, doğal afet, savaş, kriz gibi anlarda tüm dünyada uygulanan ve açık ihale sisteminin dışına çıkılan hallerin, “Türkiye’de acillikle ilgisi olmayan her şeye” kullanılabildiğinı hatırlatmış. İşte örnekler: “YSK’nın seçim pusulası bastırması, fakirlere kömür yardımı yapılması, YÖK’ün üniversite için kitap çıktısı alması gibi haller bunun içine konuluyor. TOKİ işlemleri, mega projeler, ulaşım gibi haller de kapsam dışına alınmış durumda.”

Burada bir nefes alıp soralım: Ekonominin ‘hukuk’a uygun işlemediği bir sistemde haksızlık, adaletsizlik, usulsüzlük engellenebilir mi? 

Siyasetin finansmanı meselesi de derin bir yara. “Parayı verenin düdüğü çaldığı” bir siyasi anlayış, milletin taleplerini dikkate alır mı? Dokunulmazlık sınırının yolsuzluk yapanları da koruyacak şekilde geniş olması tesbiti de çok sarsıcı. Yolsuzluk ve usulsüzlük yapanların ‘dokunulmaz’ olduğu bir sistem haklızlıkları önleyebilir mi? Aynı şekilde, Kamu İhale Kanunu’nun son 15 yılda neredeyse 200 defa (ikiyüz) değişmiş olması ‘yenilik’ olarak sunulabilir mi? 15 yılda ikiyüz değil, 20 (yirmi) defa değişmiş olsa yine işin içinde bir ‘iş’ olduğu akla gelmez mi? Başka hiçbir ‘hata’ olmasa bile, bir kanunun ‘döner kapı’ gibi değiştirilmesi normal kabul edilebilir mi?

Yolsuzluk, usulsüzlük, haksızlık, adaletsizlik gibi haller; hep birlikte itiraz etmemiz gereken bir durum. “Benim usulsüzlüğüm iyidir” diyemeyiz. Her kim yanlış yapıyorsa, ona uygun bir lisan ile yapılanın yanlış olduğu söylenmelidir. Bunu başarabilirsek gerçek anlamda şeffaf bir yönetime kavuşur ve imkânlarımızı yolsuzluk, usulsüzlük ve haksızlık seline kaptırmayız. Fiili ve kavli dualarımızla bunu isteyelim ve başaralım inşallah.

Okunma Sayısı: 1372
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı