Her seçim döneminde olduğu gibi bu defa da sandıklarda yanlışlar yapıldığı ve millet iradesinin tam olarak yansımadığı iddia edilecek.
Prensip olarak seçim öncesi ve sonrasında hile, hata ve yanlışların yapılması mümkündür. Ata sözü haline gelen bir tesbite göre, seçimler meydanlarda değil; sandıklarda kazanılır. Meydanlara yüzbinleri topladığı halde, seçim günü sandığa sahip çıkmayan kişi ya da partiler kaybetmeyi göze almış demektir.
1980 öncesinde yapılan seçimlerde mükerrer seçmen yazılması ve aynı kişinin farklı sandıklarda oy kullanması, ya da başkasının yerine imza atması mümkündü. Son yıllardaki seçimlerde bunu yapmak büyük ölçüde imkânsız hale geldi. Vatandaşlık numarası sayesinde aynı kişinin farklı sandık listesinde yer alması kolay değil.
Teknik kolaylıklara rağmen hile ve yanlış yapılamaz mı? Yapılma ihtimali var, ancak burada da sandığa, daha doğrusu sandık neticesine sahip çıkmak devreye girer. Her sandıkta olması gereken kurul üyeleri ya da müşahitler, seçim sandığından çıkan neticeyi kaydeder ve seçim kuruluna ulaşıp ulaşmadığını da takip ederse hileler büyük ölçüde sona erer.
Siyasî partilerin ya da siyasî partilere gönül veren seçmenlerin bu kolay yolu tercih etmeyip, ‘hile yapıldı’ demesi işin kolayına kaçmaktan başka bir şey değildir.
Elbette ki olması gereken bu işi ‘devlet’in yapmasıdır. Milletin tercihlerine ipotek koyma anlamına gelecek sandık hileleri, verilen reylerin başka partilere kaydırılması ya da eksik yazılması aynı zamanda ciddî bir hak ihlâlidir. Böyle yapanlar uzun dönemde yaptıklarının bedelini ödemek durumunda kalır.
Türkiye’de ‘seçim güvenliği’ denildiğinde en önce akla ‘terörden arındırılmış seçim’ geliyor. Elbette seçimlerin terör ve anarşiden uzak olması çok önemlidir. Fakat sandık başlarında yapılan seçim hilelerinin de anarşi gibi tahriplere sebep olduğu da unutulmamalı.
Hilelerin ve yanlışların önüne geçmek için teknik altyapının çok daha iyi hale getirilmesi gerekir. Bir şekilde elektronik oy kullanma imkânının sağlanması için çalışmalar yapılmalı. Denilebilir ki, “Daha imza atmasını bilmediği için ‘parmak’ basanlar var. Bu şartlarda nasıl ‘e-rey’ imkânı sağlansın?” Doğrudur, imza atamayan seçmenleriniz de var, ama günün yarıdan fazlasını ‘sanal âlem’de geçiren seçmenlerimiz de var. Dolayısıyla hızlı bir şekilde ‘e-rey’e geçecek şekilde çalışmalar yapılmalı. Aslında bu geçiş için geç bile kalındı. Başka konularda olduğu gibi bu konuda da ön çalışmalar yapılıp, pilot iller ya da pilot sandıklarla bu konuda adımlar atılabilir. Türkiye, önümüzdeki seçimleri büyük ölçüde ‘e-rey’ sistemine geçmiş olarak yapabilir. Seçim sistemi tam güvenli ve bir o kadar da şeffaf oldukça itirazlar sona erer.
Bir yandan seçim güvenliği konusu tartışılırken, bir yandan da seçim barajının makul seviyelere indirilmesi ya da tamamen kaldırılması tartışılmalıdır. “İstikrarı sağlar” diye getirilen uygulama, git gide milletin tercihlerinin TBMM’ye yansımasına engel olur hale geldi. Uygulama, iktidar partilerinin de işine yaradığı için yanlışta ısrar ediliyor. Temennimiz bu yanlışın da sona ermesi.