"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sahada oyuncu değil tribünde seyirci

Faruk ÇAKIR
07 Mart 2016, Pazartesi
Hemen ifade edelim ki bu bir futbol yazısı değildir.

Türkiye ve dünya gerçeklerini görmeden ‘en iyisini biz biliriz, biz yaparız, dünyaya bedeliz’ diye övünmenin fayda değil zarar verdiğinin idareciler tarafından itirafına şahit oluyoruz.

Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) tarafından düzenlenen bir toplantıda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Sanayici yatırım yapacak sonra da fabrikasının çarklarını döndürmeye çalışacak. Aynı parayla büyükşehirlerin bir yerinde arazi aldığı zaman iki yılda o arazinin değeri ikiye katlanacak. Onun için ben sanayiciye kahraman diyorum. Hele bu dönemde Türkiye’de sanayicilik yapmak kahramanlıktır” demiş. 

Dünyada ülkeler, şirketler ve şehirler arasında çok ciddî bir yarış olduğunu, bu yarışta bir adım öne geçmenin çok önemli olduğunu da hatırlatan Işık, şöyle devam etmiş: “Biz Türkiye olarak maalesef pek çok kritik virajı zamanında rakiplerimizle birlikte alamadık. Türkiye gelişmeleri hep arkadan takip etti. Neredeyse her gelişmede sahada oyuncu değil tribünde seyirci olduk. Bunun da bize ağır maliyetleri oldu. Güney Kore, 1960’larda açlıkla mücadeleden bugün dünyada en önemli teknoloji üreten ülkelerden biri haline geldi. Güney Kore bugün gayri safi yurtiçi hasılasının neredeyse yüzde 4’ünü Ar-Ge’ye harcıyor. Türkiye, Güney Kore’yi bırakın bu noktada daha az gelişmiş ülkelerle rekabet etmek durumunda kalıyor. Bunun asıl sebeplerinden biri maalesef Türkiye’nin var olan o girişimcilik ruhunun belirli aralıklarla törpülenmesi oldu. Girişimcisi olmayan bir ülkenin kalkınma şansı yok. Devlet eliyle kalkınma diye bir model artık dünyada yok. Sovyetler bunu denedi ve resmen iflâs etti ve dağıldı. Bugün Çin bile müteşebbisleri eliyle kalkınmanın içerisinde. Girişimcisi olmayan bir ülkenin dinamizmi yakalaması mümkün değil. Türkiye, maalesef son 40-50 yılda geçirdiği olağanüstü süreçlerden dolayı girişimcilik ruhunda mütemadiyen törpülenme yaşadı.” (AA, 5 Mart 2016)

“Girişimcilik güçlenmezse Türkiye büyümez. Bunu bilmemiz lâzım” diyen Bakan Fikri Işık, “Türkiye, hem millî gelir, hem de üretim düzeyi olarak belli bir noktaya geldi. Artık patinaj yapmaya başladık” da demiş.

Gerçekleri kim ifade ederse teşekkür hakk ettiği gibi, gereksiz bilgilerle milleti yanıltanlara da itiraz edilir. Bakanın ifadesiyle ‘patinaj’ yapılıyorsa acil tedbir alınması gerekmez mi? Hem sanayiciliği cazip olmaktan çıkaran ve insanları ‘rant’ peşinde koşturan hangi politikalardır? Büyük şehirlerdeki ranttan şikâyet edip de rantı teşvik etmek bir çelişki değil mi?

Türkiye tribünde seyirci değil de sahada oyuncu olmak istiyorsa ‘rant’ politikalarından hemen vazgeçmeli. Ayrıca, sanayinin teşvik edilmesi de sözde değil özde olmalı. Ülkemizdeki bu gergin hava devam ettiği müddetçe kim sanayi yatırımı yapar? Güvenin olmadığı yere ‘yabancı yatırım’cı gelir mi?

Anlaşılan dert de belli, derman da. İş, bilinenlerin uygulama safhasına konulmamış olmasında. Yarını beklemeden bilinen gerçek çareye sarılalım.

Okunma Sayısı: 1935
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı