"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sağlık olsun

Faruk ÇAKIR
13 Temmuz 2017, Perşembe
Hasta olmadan sıhhatin kıymetini bilmek ilim ve din ehlinin önemli tavsiyeleri arasında yer alır.

Aynı şekilde sağlık ve sıhhatli olmayı, bir nefesi ‘iktidar’dan daha kıymetli gören “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi” (Halkın gözünde devlet [iktidâr] gibi değerli bir şey yok. / Halbuki şu dünyada bir nefes sıhhat gibi devlet [güç] olamaz) tesbiti de cihan padişahı Kanunî Sultan Süleyman’a aittir.

Sağlık ve sıhhat üzerine bunca tavsiyeler yapıldığı halde bu büyük nimetin kıymetini yeterince bildiğimiz söylenemez. Ne zaman ki hastalıklar vücudumuzu sarmaya başlar, o zaman “Keşke gençliğim bir gün dönseydi, ihtiyarlık benim başıma ne kadar hazîn haller getirdiğini ona şekvâ edip söyleyecektim” demeye başlarız. (Lem’alar, s. 520)

İnsanın fani olduğunu unutmaması da yapılan önemli tavsiyeler arasında yer alır. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri de ibret almak için hastahane, hapishane ve mezaristanları ziyaret etmeyi tavsiye etmiştir: “(...) Bilmek istersen, git hastahanelerden ve hapishanelerden ve meyhanelerden ve kabristandan sor! Elbette ekseriyetle, gençlerin gençliğinin suiistimalinden ve taşkınlıklarından ve gayrimeşrû keyiflerin cezası olarak gelen tokatlardan eyvahlar ve ağlamalar ve esefler işiteceksin.” (Şuâlar, [Mevye Risalesi], s. 330)

Dünya meşgaleleri hastane ve mazarlıkları ibret için ziyaret etmeye mani olmuş durumda. Ekseriyetle kendimiz ya da bir tanıdığımız vefat ettiğinde ya da hastaneye yatırıldığında bu ziyaretleri yapabiliyoruz. Tabiî ki ne ölçede ibret ve ders aldığımız da ayrı bir mesele.

Sağlık sisteminin iyi işlemesi, hastalara çare sunması en az eğitim kadar önemli bir meseledir. Bu sahada çalışanların da işlerini severek ve bir Allah rızası için yapması hizmet kalitesini arttırır. Sağlık hizmeti verenler bunu sadece geçinmek için ya da herhangi bir iş gibi yapılırsa verimli olmaları mümkün değil. Çünkü hastalara şefkatle yaklaşmak onların morallerini yükseltir ve muhtemelen daha erken zamanda tedavi olabilirler.

Geçmiş yıllarda sağlık sisteminden yana şikâyetçi olmayan bir kişiyi bile bulmak mümkün değildir. Biz de ilâç kuyruklarında bekledik ve o yıllarda da bu kuyrukların sona ermesinin hem mümkün hem de gerekli olduğunu defalarca ifade ettik. O günün yetkililerine teklifler, tavsiyeler, mektuplar, mesajlar ulaştırmaya çalıştık. Neticede akıl için yol bir olduğu görüldü ve basit adımlarla en başta ilâç kuyrukları neredeyse bir günde sona erdi. Hepimiz çok ciddî sıkıntılar çektiğimiz için atılan küçük adımlar bile herkesi memnun etti. Olması gereken oydu ve maalesef çok geç kalınmıştı. Bir dönem özel hastaneler yoğun bir şekilde devreye girdi ve istismarlar yaşanınca geri adım atıldı vs.

Bugüne geldiğimizde elbette 20 yıl öncesine göre büyük ilerlemeler yaşandı, ama sağlık sisteminin işleyişi bakımında arzu edilen seviyede değiliz. Daha iyi olması mümkünken niçin bu sıkıntıları yaşayalım? Ya da geçmişde çok daha büyük sıkıntılar yaşadık diye mevcut ağır aksak işleyen sisteme razı mı olalım? “Bu yanlışlar sona ersin. Şunlar yapılsın” gibi teklifler niçin idarecileri memnun etmez?

Doğrudur, yeni yapılan çok güzel, hastaların tek kişi olarak kaldığı odaları olan hastaneler vardır. Ancak bunun yanında eski sistemin devam ettiği hastaneler de halen hasta kabul ediyor. Geçen gün İstanbul’daki bir devlet hastanesine hasta ziyaretine gittik. Küçük bir oda, 4 hasta yatıyor. Bu hastaların birer kişi de refaketçisi var. Buna ilâve olarak ziyaretçileri de düşünün. Bu şartlarda tedavi zor olmaz mı? Hemen yanındaki hastanede tek kişilik odaların olması o hastaneye bir fayda verir mi? Türkiye’nin her yerinde adil ve eşit sağlık hizmeti alınmalıdır. “Bu hastaneler eski, yenisi yapılacak. Sabret, şikâyet etme” demek doğru mudur? Hem şikâyet değil, buraların düzeltilmesi için idarecilerin haberdar olması lâzım. Belki de Türkiye’yi idare edenlerin bu hastanelerden haberi bile yoktur. Bina eski olabilir, ama yeni binalar yapılana kadar odalardaki hasta sayısı azaltılamaz mı?

Türkiye’nin menfaati için tek bir çivi çakana dahi teşekkür ediyoruz ve ederiz. Ancak her ikazdan, her hatırlatmadan ‘algı’ yorumu çıkaranlara katılamayız. Hasta olduklarında lüks özel hastanelerde tedavi olan idarecilerin ‘eski hastaneler’den haberdar olmalarını beklemek hakkımız olsa gerek. Onları en azından ziyaretçi olarak oralara da bekleriz...

Bu vesile ile bütün hastalarımıza Allah’tan acil şifalar dileriz. Amin.

Okunma Sayısı: 2029
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yasar gunel

    13.7.2017 07:27:59

    Kirşehir Ahievran Universitesi Ortapedi bolümünde amaliyet haneye götūlmek icin beklerken bu yazinizi okudum. Hastalara Acil şifalar dileginize memnun oldum. Allah Razi olsun. Allahim hatalara acil şifalar versin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı