"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rakamlar ne anlatır?

Faruk ÇAKIR
12 Şubat 2015, Perşembe
Prensip olarak “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” anlayışını hayata hâkim kılmak gerektiğini her defasında ifade etmeye çalışıyoruz, ama bu sözün gereğini yapmak, onu yaşamak, söz ile söylemek kadar kolay değildir.

Manevî değerlerin tahrip edildiği, kıyamet alâmetlerinin ortaya çıktığı “ahir zaman”da yaşıyoruz. Dolayısıyla insanlar, ekseriyetle “önce ekmek” demeyi tercih ediyor. İnsanların bu zaafından istifade etmek isteyenler de bu talebin karşılığını pahalıya satıyor. Bazen şeref, bazen haysiyetler ayaklar altına alınıyor, maalesef...

İktidarlarını sürdürmek isteyenler de insanların bu zaafından istifade edip, “önce ekonomi, önce ekmek” diyerek yanlış bir yolda ilerliyor. Böyle bir atmosferde, “önce hürriyet” diyenler de pek dikkate alınmıyor.

Türkiye’yi idare edenler de “Ekonomi iyi olsun, gerisi mühim değil” anlayışıyla hareket ettiler. Hürriyetleri geri planda bırakan bu anlayış, ekonominin de sarsılmasına sebep oldu ve oluyor. Ekonomiyi birinci öncelikli mesele olarak gördükçe, ‘aksiyle tokat yeme’ ihtimali artıyor. Açıklanan rakamlar, ekonomi penceresinden de işlerin iyi gitmediğinin görülmesine sebep oluyor.

Devlet Planlama Teşkilâtında uzman, daire başkanı, genel müdür ve müsteşar olarak çalışan, bir ara milletvekilliği de yapan İlhan Kesici, Türkiye’nin büyümesi ile ilgili rakamları hatırlatmış. Her ne kadar Türkiye’yi idare edenler “Türkiye’de şimdiye kadar hiçbir şey yapılmamıştı. Biz, 80 yılda yapılmayanları 10 yılda yaptık” anlamında sözler söylüyorsa da, büyüme ile ilgili rakamlar bu iddiaları doğrulamıyor. En çarpıcı olan, 1946 ile 2002 yılları arasındaki yıllık ortalama büyüme 5.1 iken, 2003 ile 2014 yılları arasındaki büyüme 4.7 olmuş...

Elbette büyüme rakamları tek başına ölçü olmayabilir, fakat “her şeyi biz yaptık” iddiasını tekzip eden bir durum var ortada. 1950-2000 yılları arasında 10 yıllık DP iktidarları dönemi (1950-60) hariç tutulursa ekseriyetle koalisyon ve darbe dönemleri de var. Her darbenin Türkiye’yi ekonomik, sosyal ve siyasî anlamda geri götürdüğü düşünülürse, buna rağmen elde edilmiş olan bu rakamlar bize neyi anlatır? Son yıllardaki ‘istikrar’a ve çok daha uygun ekonomik şartlara rağmen ‘eski’ rakamlarla  övünmek havada kalmış olmaz mı?

2003-2006 döneminde büyüme yüzde 7.4 olmuş, ama şimdi bu rakamlara ulaşmak zor. Kesici şöyle demiş: “Çıraklık dönemlerinde 7.4 büyüme... Ustalık döneminde, yani 2007-2014 arası ise daralma başladı. Şimdiki çizgilerine doğru gelmeye başladılar. Herkesle kavga etmeye başladılar... Ve büyüme hızı çok feci oldu: Yüzde 3.2. (Bu) 3.2 çok kötü. Ama gittikçe kötüleşen bir trend de var. 2012’de 2.1 oldu. Bu yıl son çeyrek açıklanmadı. Muhtemelen 2.5 civarında olacak. Kurdaki gelişmeler de böyle devam ederse 2015’te büyümede 2’nin altında kalınacak. Ekonomik performans böyle gitmeye başladığı andan itibaren tek adamlık yürümez. Türkiye’nin fay hatları kırılır. Yaralar derinleşir. (Hürriyet, 11 Şubat 2015)

Bu tablo, en çok güvenilen ve propagandası yapılan ekonomik tablonun bozulduğunu gösteriyor. Doların, tahminleri yanıltır şekilde yükselişi de ayrı bir kriz işareti değil mi? Nitekim, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kurucu Başkanı Yusuf Gunay (@Yusuf_Gunay) tweet hesabından yaptığı açıklamada, “Kimse telâffuz etmese de dövizdeki bu artışın adı devalüasyondur” demiş. (Erişim: 11 Şubat 2015)

Ekonomi tablosunun bozulmasının faturasını bir kişi değil, bütün bir millet olarak ödemek durumunda kalırız. Lüzumsuz övünmeler yerine, gerçekler görülsün ve tedbirler alınsın.

Okunma Sayısı: 1833
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı