Zenginlerin, ‘daha zengin olma hırsı’ zaman zaman başlarına yeni işler, yeni gaileler çıkarıyor. “Panama belgeleri” olarak isimlendirilen ‘gizli’ evrakların açıklanması da böyle bir etki meydana getirdi. Vergi kaçıran bazı zenginleri bundan sonra sıkıntılı günler bekliyor.
Bazı zenginler, “off shore” hesapları üzerinden “vergi cenneti” olarak adlandırılan bölgelere para aktarıyor ve o ülkelerin imkânlarından istifade ediyor. Neticede vergi kaçırma anlamına gelen bu işlemi yapan şirket isimlerini gösteren Panama belgelerinin, 200 binden fazla hesabın ayrıntılarını ortaya koyan ‘ikinci kısım liste’ yayımlandı. Belgeler arasında Türkiye’den 101 şirket ve 684 kişinin isminin geçtiği iddia ediliyor ki bu tablonun Türkiye’yi sarsması beklenir. Gerçi, “Bize bir şey olmaz, biz yolsuzluk iddialarına alışkınız, normaldir, uydurmadır, belgeler sahtedir” diyenler çıkarsa, onlara da hak vermek gerekir!
‘Off shore’ şirketleri kanun dışı kuruluşlar değil, ancak paranın geldiği yer ve sahiplerini saklayan, vergiden kaçınmaya imkân sağlayan kuruluşlar olması sebebiyle tartışma konusu. 11,5 milyon belgeden oluşan 2,6 terabaytlık veri tabanı ilk olarak geçen yıl Alman gazetesi Sueddeutsche Zeitung’a verilmişti. Gazete, belgeleri başka gazetecilerle de paylaşmış ve yüzlerce gazeteci belgeler üzerinde çalışmıştı. “Panama belgeleri”nin yeni ‘dalga’ları ile de önümüzdeki aylarda karşılaşmak mümkün.
Açıklanan ‘ikinci dalga belgeler’ Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. İddia doğru ise, 101 şirket ve 700’e yakın kişinin ismi ‘vergi kaçıran’lar olarak listede yer almış. Maksadımız bu isimleri ve şirketleri sıralamak değil. Eğer ‘zengin’ler bu yolla vergi kaçırıyorsa, sistemde bir arıza var demektir. Sistemdeki bu arızayı tamir etmedikten sonra, vergi kaçıranlara ‘ceza’ vermek dahi çare değildir. Türkiye ve dünya bu yanlışların sonra ermesini ciddî olarak istiyorsa mutlaka çare bulur. Var olan çareler bulunmuyor ve ortaya konulmuyorsa, ‘vergi kaçırma’ya bilerek göz yumulduğu akla gelebilir. “Off shore” hesapları vergi kaçırmak için kullanılıyorsa, niçin ‘kanun dışı’ değil? “Tavşana kaç, tazıya tut!” tavrı hakkaniyete ve adalet anlayışına sığar mı?
Bu belgeler, dünyanın asıl derdinin ‘gelir dağılımındaki adaletsizlik’ olduğunu da görmeye vesile oldu. Bazıları zenginliklerine yeni zenginlikler katarken ve üstelik kazandıklarını da ‘gizlerken’ bazıları ‘asgarî ücret’le geçinmek mecburiyetinde kalıyor. Dünya ‘5 ülke’den büyük olduğu gibi, haksız kazançla zengin olanlardan da büyüktür. Adil olduğunu iddia eden yöneticiler bu meseleleri de gündeme taşımalı ve çare bulmalıdır.
“Panama Belgeleri,” paranın temiz kalmasının zor olduğunu da göstermiş oldu. Dolaylı da olsa milletin ‘sırtı’ndan para kazananların bu imkânlarını başka ülkelere ‘kaçırma’sı ticaret ahlâkıyla izah edilebilir mi?
Kişileri itham etmeden, ‘zengin’leri bu yanlış yola sürükleyen sebepleri ortadan kaldırmaya çalışmak lâzım. Bunu yapmadıktan sonra ‘Panama kanaması’ tedavi edilmiş olsa bile, yarın başka yolsuzluklar yaşanır ve dizlerimizi dövmeye devam ederiz.
Hep birlikte ve yardımlaşarak hırslarımızı kontrol altına alalım.