"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Önemli olan göçü yönetmek

Faruk ÇAKIR
27 Şubat 2018, Salı
Komşumuz Suriye’de yaşanan iç savaşın en büyük yansımalarından biri hiç şüphesiz Türkiye’ye oldu. Daha önce 50 ya da 100 bin kişilik göçlerle karşılaşan ülkemiz, çok kısa zamanda neredeyse 3 milyona yakın mülteci ya da muhaciri kabul etti.

Uzmanların da tesbitiyle iyi çalışılırsa bu göç dalgasından Türkiye istifade edebilir. Tabii ki bu istifadeden hiç bir şeklide ‘ücret istismarı’ gibi şeyler akla gelmemeli. Hadiseyi, Amerika örneğinde olduğu gibi farklı fikirlerden, farklı bakış açılarından istifade olarak görmek lazım. Amerika’da “yetmiş iki buçuk millet” diye tabir edilen bir tablo var ve ortaya muazzam bir güç çıkıyor. Sebebi, farklı fikirlere, farklı anlayışlara imkân verilmesi. Türkiye de bunu yapabilirse göç dalgasını millet menfaatine kullanmış olur.

İstanbul’da düzenlenen “Savaş, Göç ve Yoksulluk” sempozyumunda bu konular tartışılmış. Göçün uzun vadede pozitif sonuçlar doğurduğunu fakat ilk aşamalarında negatif sonuçlar yaşanabileceğini dile getiren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, ‘’Göçte uzun vadede acıların yerini umutlar, yoksulluğun yerini zenginlik alır. Uzun vadede güzel sonuçlar doğurur. Önemli olan göçün yeni olduğu dönemlerde çok iyi rehabilitasyon çalışmaları yapmak’’ demiş. (AA, 25 Şubat 2018)

Son 25 yıldır yeryüzündeki ekonomik faaliyetlerde etkili olan küreselleşme sebebiyle yoksulluğun yaygınlaştığına dikkati çeken İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Karaman ise, Afrika nüfusunun çok ağır sağlık problemleriyle karşı karşıya kaldığını ve yetersiz beslenmeden dolayı 15 milyon çocuğun, açlıktan dolayı ise 7 milyon insanın öldüğünü hatırlatmış.    

Prof. Dr. Karaman’ın çizdiği tablo şöyle: ‘’Dünya ölçeğinde her yıl 10 milyondan fazla çocuğun önlenebilir nedenlerle öldüğü tahmin ediliyor. 2008 sonu itibariyle dünyada 42 milyon insan zorunlu olarak yer değiştirmek zorunda kaldı. Bunun 15,2 milyonu mülteci, 827 bini sığınmacı ve 26 milyonu ülkesi içinde yerinden edilmiş kişi konumundaydı. Bugün ise dünyada 230 milyon kadar göçmen var. Siyasal ve ekonomik hedeflerimiz yerine bütün insanlığın ortak değerlerine öncelik vermek lazım. Bu ülkelere adil ve sürdürülebilir bir kalkınma modeli sunmak ve gelişmelerin önündeki yapay engelleri kaldırmak lazım. Zengini daha zengin fakiri daha fakir yapan bu vahşi dünya düzenini değiştirmek için insanlık âlemi olarak hep birlikte çalışmak lazım. Mültecisiz, sömürüsüz, adalet ve barış içinde bir dünya için ahdimizi tazeleyip güçlerimizi birleştirmemiz lazım.’’

Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Faik Tanrıkulu ise şöyle konuşmuş: ‘’Eğer göçü iyi yönetebiliyorsanız, potansiyelini keşfedip, kullanabiliyorsanız muazzam bir imkân. Ama aynı şekilde de yönetemiyorsanız ülke için önemli bir mesele. (Mültecilere) İyi bir eğitim imkânı sunuyorsanız, ülkeye katma değer sunabilecek potansiyel bir kitle.’’

İşte Türkiye’nin cevaplandırması gereken zor soru bu: Mülteci meselesini icap ettiği gibi yönetebiliyor muyuz? Bilhassa mülteci çocuklara iyi bir eğitim imkânı sunulabiliyor mu?

Bakınız, mülteci meselesini konuşurken de yine gelip eğitim meselesine dayandık. Mevcut eğitimin sıkıntıları orta yerdeyken “Mülteci çocuklara günün şartlarına uygun iyi bir eğitim veriyoruz” diyebilmek mümkün mü?

Hem Türkiye hem de dünyanın diğer ülkeleri böyle ağır bir tablo ile karşı karşıya. Bu meseleyi yok sayamayız ve ihmal edemeyiz. Bir ülke değil, bütün ülkeler ve insanlık bu krizler karşısında sessiz kalamaz ve kalmamalı vesselam.

Okunma Sayısı: 2479
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı