"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Önce hürriyet’ diyenler haklı

Faruk ÇAKIR
23 Mayıs 2015, Cumartesi
Türkiye’nin dertlerini saymakla bitiremeyebiliriz.

Fakat bu dertlere rağmen ümitvar olmayı gerektirecek hadiseler de yaşanıyor. Antalya’da faaliyet gösteren iş adamları, yayınladıkları bir bildiride, bilmana; “Önce hürriyet lâzım” demişler.

“Önce ekmek lâzım” ya da “Önce hürriyet lâzım” diyenlerin mücadelesi çok eskiye dayanır. Ekseriyetle ticaretle meşgul olanlar ve idareciler; “Önce ekmek, önce ekonomi” demeyi tercih ederler. Yıllardan beri devam eden bu kabule belki de en ciddî itiraz, Bediüzzaman Said Nursî’den gelmiştir. Üstad Bediüzzaman, bir mektubunda, “(...) Madem bu insaniyetli zatlar benim hakkımda zulmü istemiyorlar, en evvel benim meşrû dairedeki hürriyetime dokundurmasınlar. Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” demiştir. (Emirdağ Lâhikası, mektup no: 6, s. 50)

Muhtemelen bu ifade, devrin idarecilerini de şaşırtmıştır. Herkes ‘ekmek’ peşinde koşarken bir âlim ‘önce hürriyet’ demiş, kendisine sunulan maddî imkânları elinin tersiyle geri çevirmişti. Ve maalesef, bugün dahi “Önce hürriyet değil, önce ekmek” diyen binlerce ‘âlim’ vardır. Bu bakımdan, bir iş adamı kuruluşunun seçim öncesi yayınladığı bildiride, “Türkiye’ye önce ekmek ve ekonomi değil, önce hürriyet lâzım” anlamına gelen beyanı çok çok önemlidir.

Bahsedilen bildiri, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nca hazırlanmış. 

Genel seçimler öncesi siyasî partilere ve milletvekili adaylarına verilmek üzere hazırlanan bildirgede öne çıkan hususların bir kısmı şöyle: “Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunları ancak gerçek bir diyalog veya reform hamleleriyle çözüme kavuşabilir. İleri demokrasi ekonomik kalkınmanın temelidir. Toplumun örgütlenme kültürü geliştirilmeli, sivil toplum örgütleri güçlendirilmelidir. Ahlâkî ve kültürel yozlaşmayla mücadeleye önem verilmeli, etkin bir adalet ve güvenlik sistemi kurulmalıdır. Dış ticaretin etkin biçimde yönetimi gereklidir. Türkiye yeni bir sanayi politikası belirlemelidir. Yeşil ekonomiye geçiş sanayi politikasının temeli olmalıdır. Gelir dağılımında adaleti sağlayacak önlemlere öncelik verilmelidir. Eğitimde kalite ve fırsat eşitliği için eğitim reformu tam bir uzlaşmayla yeniden ele alınmalıdır. Ekonomik ve sosyal konsey yapısal reformların öncüsü, kamu-özel sektör ortaklığının ana platformu olmalıdır. Kayıtdışı ile mücadele iddialı bir reform konusu olmalıdır. Şirket verimliliğini destekleyecek önlemler alınmalıdır.”

ATSO’nun her teklifi dikkat çekici, ama özellikle “İleri demokrasi ekonomik kalkınmanın temelidir” dedikleri için tebriği hak ediyorlar. Böyle bir beyanı ilahiyatçılar ya da eğitimciler yapmış olsa belki çok dikkat çekici olmazdı. Ancak bir ekonomi kuruluşunun ve sanayicilerin buna imza atması Türkiye açısından ümit vericidir. 

Sanayiciler haklıdır, çünkü bir yerde hürriyet ve adalet yoksa orada ekmek de olmaz. Biraz daha karikatürize edecek olursak, hürriyetlerin olmadığı yerde ‘ot’ dahi yetişmez... Nerde kaldı insan yetişsin...

Türkiye’yi idare edenler ve siyasetçiler hadiseye bu pencereden bakmalı ve eğitim sistemini de bu anlayış üzerine bina etmeli. Yıllarca ‘Önce ekmek’ denildi; ne ekmek ne de hürriyet geldi. “Önce hürriyet” diyelim, ekmek de, hürriyet de gelsin inşallah...

Okunma Sayısı: 1605
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı