Her imkân ve fırsatta, ihtiyaç duyulan her yerde ibadethane, mescid ya da cami yapılması gerektiğini ifade ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz.
“ODTÜ’deki mescidin yapımını durdurdular” başlıklı bir haber duyunca, doğrusu şaşırdık. 2015 yılında ve Türkiye’de böyle bir şey olabilir miydi?
Haber bu şekilde olunca, “ODTÜ’de hiç mescid yok mu?” sorusu da akla geliyor. Tabiî ki ODTÜ’de mescid de var, cami de. Ancak, mevcut mescidler ihtiyacı karşılamadığı için yeni bir mescid daha yapılmak istenmiş ve sonrasında bazı çevrelerinin itirazları üzerine çalışmalar iptal edilmiş.
ODTÜ öğrencilerinin hazırladıkları çalışmaya göre üniversitelerindeki mescid tablosu şöyle:
Kampüs Mescidleri: 1- Kütüphane hanım-erkek mescidleri. 2- Hazırlık hanım erkek mescidleri. 3- İşçi mescidi. 4- ODTÜ Camii. 5- Elektonik Bölümü erkek mescidi. 6- Makina Bölümü Erkek mescidi.
Yurt mescidleri: 4. Ermek Yurdu Mescidi. 6. Ermek Yurdu mescidi, 5. Kız yurdu mescidi. 7. Kız yurdu mescidi. 3. kız yurdu mescidi.
Teknokent Mescidleri: İkizler Binası Mescidi, KOSGEB Binası Mescidi, Türk Telekom ARGE Binası Mecidleri, Gümüş Blok Mescidi.
Öğrencilerin ifadesine göre, ‘sayıca çok mescid var’ gibi görünse de, ihtiyacı karşılamıyor. Çünkü ODTÜ, Türkiye’nin en büyük kampüs üniversitelerinden biri. Üniversite 75.000 dönüm arazisi ile pek çok ilçeden daha büyük olan bir alana sahip. Aynı zamanda bu üniversitede 25.000 civarında öğrenci okuyor. Öğrenciler, ihtiyacı karşılayabilecek bir “Hazırlık (bölümü) Mecsidi”nin yapılmasını istemiş. Tartışma da bu noktada çıkmış. Yeni mescid isteyen öğrenciler diyor ki, “(Üniversitede) ‘merdiven altı’ diye tabir edilebilecek yerlerde açtırılan karanlık, kullanışsız, havasız, bakımsız, abdest alabilmeye imkân vermeyen, ihtiyaca nisbetle çok yetersiz kalan, yere serilen birkaç seccade ile mescid süsü verilmiş mekânlar var. (...) ODTÜ Camii de kampüs içerisindeki konumu ve ulaşımının zorluğu nedeniyle yalnızca civardaki fakültelerde dersi olan öğrenciler tarafından kullanılabilmektedir. (...) Türk ve yabancı yaklaşık 3 bin öğrencinin eğitim gördüğü Hazırlık Bölümü’nde öğrenciler, kazan dairesinden bozma, lağım kokan, yalnızca 7 kişinin saf tutabileceği bakımsız ve son derece yetersiz bir yerde namazlarını kılıyordu.”
Bu gerekçelerle yeni bir mescid yapılması istenmiş. Gâyet mâkul bir talep değil mi? Öğrencilerin bu haklı talebine itiraz edilmesi ve yapılması düşünülen mescidin ertelenmesi anlaşılır değil.
Kanaatimizce bu mesele ‘itiraz edenler’e güzel bir lisanla anlatılsa itiraz etmeleri mümkün değildir. Çünkü okulda zaten mescid ve mescidler var. Yani olmayan bir şey ilk defa yapılmıyor ki endişe edilsin. Var olan mescidlerin ihtiyacı karşılayacak şekilde büyütülmesi, yenilenmesi, sosyal imkânlarının arttırılmasına nasıl ve niçin itiraz edilir? Tam aksine, namaz kılmayanlar bile “Bu, arkadaşlarımızın haklı bir talebidir” diyerek yeni mescid yapılmasına destek olmaları beklenirdi.
Bakınız, başka ülkelerde “İslâm korkusu”nun yaygınlaştığından bahsediliyor. Demek ki, asıl cehalet, asıl ‘korku’ içerde de var. Başımızı iki elimizin arasına alarak bu noktayı ciddî şekilde düşünmeliyiz. Çok çalışmalıyız, çok...
İhtiyacı karşılayacak sayıda mescid ODTÜ’nün de, başka üniversitelerin de, velhasıl her yerin hakkı. Güzel bir lisanla bunu itiraz edenlere de anlatalım...