Kitap okumaya ve eğitime ne kadar önem verilse o kadar yeridir.
Her fırsatta ifade etmeye çalıştığımız üzere çocuklarımız okullarda kitap okuma alışkanlığını kazanabilmiş olsa, kitap okuyan öğrenciler el üstünde tutulsa, örnek gösterilse eğitim hedefine varmış kabul edilebilir.
Son yıllarda Ramazan ayı ile ‘dini yayınlar fuarı’ birlikte hatırlanır olmuştu. Bu anlamda ilk fuar, Sultanahmet Camii iç avlusunda açılmış ve çok da ilgi görmüştü. “Dini yayınlar fuarı” son yıllarda hem şekil hem de yer değiştirdi. Meselâ, İstanbul’daki fuar Beyazıt Meydanı’nda yapılıyor. Her ne sebepten ise Beyazıt’taki fuar Sultanahmet’te düzenlenen fuarlar gibi haraketli ve verimli olmuyor. Bunun sebebi mekân değişikliği mi yoksa diğer şartların değişmesi mi ayrıca araştırılmaya değer.
İstanbul Beyazıt Camii önünde açılan bu seneki fuarı değerlendiren Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma “Kitap yine öksüz yine garip kaldı” demek suretiyle tabloyu şöyle özetlemiş:
“(Ramazan’dan bir gün önce), Beyazıt Camii önünde, ‘Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’nın açılışı yapıldı. Aslında bu yıl 36.sı yapılan bu fuarın adı, 1982 yılında ilk düzenlendiğinde ‘Dini Yayınlar Fuarı’ idi. Daha sonraki yıllarda ismi, (...) ‘Kitap ve Kültür Fuarı’ olarak değiştirildi. Düzenlendiği ilk yıldan itibaren Ramazan ayı boyunca Sultan Ahmet Camii avlusunda yapılan kitap fuarı 30 sene sonra, açıklanmayan bir gerekçeyle nisbeten ‘sapa’ bir yerde bulunan Beyazıt’a alındı. Bu yer değişikliğinden dolayı, fuar her yıl biraz daha zayıfladı ve hiçbir yayıncının memnun olmadığı bir duruma düştü. (...) Nitekim, her sene katıldığımız Kitap Fuarı’nın bu yılki açılışına, fuarı düzenleyen altı kuruluştan, hiçbirinin başı katılmadı! (...) Manası itibariyle çok önemli olan bu fuarın açılışında, *Cumhurbaşkanı yoktu, *Başbakan yoktu, *Hiçbir Bakan yoktu, *Diyanet İşleri Başkanı yoktu, *İstanbul Valisi yoktu, *İstanbul Müftüsü yoktu, *Hiçbir milletvekili yoktu, *Hiçbir Genel Müdür yoktu, *İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olmadığı gibi, hiçbir ilçe Belediye Başkanı yoktu, *Fuarın, kapısının önünde cereyan ettiği İstanbul Üniversitesi Rektörü katılmadığı gibi, hiçbir dekanı da yoktu, *Hiçbir medya kuruluşu yoktu. Böyle başlayan bir fuarın ziyaretçisinin de olmayacağını tahmin etmek zor değil. Hani, Allah’ın bize gönderdiği Kur’ân’da okumamız emrediliyordu! Hani, Ramazan ayına “Kur’ân ve okuma ayı” diyorduk? Hani, bu ülkede kitaba, yazarlara değer veren yöneticiler vardı? Nerede bu zevat? Acaba kitap fuarı yerine, mobilya fuarı, araba fuarı, silâh fuarı, yemek fuarı, lüks giyim fuarı vs. gibi fuarlar olsaydı, kitap fuarına katılmayan bu zevat yine böyle mi davranacaklardı, yani katılmayacaklar mıydı? Hiç zannetmiyoruz! Beyler! Kitap okumayan milletler payidar olamazlar, ilmi çevrelerde behreleri olamaz! Nedir bu kitap düşmanlığı? (...) Böyle giderse sonumuz; Hasire’d-dunya we’l-Âhire olacak!”
(http://www.islamtarihi.info, erişim: 30 Mayıs 2017)
Neyse ki 2 Mayıs 2017’de Ankara Kocatepe Camii’nde açılan kitap fuarının açılışına hem Diyanet İşleri Başkanı, hem de Kültür Bakanı Bakan Yardımcısı katılmış.
Tabiî ki bu noktada gazetelerin ve bir bütün olarak medyaya da önemli görevler düşüyor. Bir gün değil her gün kitap okumayı teşvik etmek durumundayız. Başbakan ya da bakanlar sadece kitap fuarlarına katılmakla kalmayıp kitap okumayı teşvik edecek her türlü faaliyette bulunmak durumundadırlar.
Oku, oku, oku!