"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ne kadar adalet, o kadar eğitim

Faruk ÇAKIR
28 Ekim 2017, Cumartesi
Ekonominin arzu edilen noktalarda olmamasından yana şikâyetçiyiz de eğitimimiz çok mu iyi?

Adalet sisteminde sıkıntılar var da, bürokrasi çok mu iyi işliyor? Şehirlerimiz yaşanacak yer olmaktan çıktı da köylerimiz dertsiz mi?

Sadece bir konuda lider olmak mümkün olmadığı gibi yeterli de değil. Büyük kabul edilen ülkelerin ekonomisi ile birlikte adaleti, eğitimi ya da şehirleri de iyi durumda. Bu mesele ‘birleşik kaplar’a benzetilebilir. Birinin dolu olup birinin boş olması ya da tersi mümkün değil. Birlikte dolu ya da birlikte boş olunur. Türkiye ve dünya gerçekleri bunu gösteriyor, bunu tasdik ediyor.

Meselâ, adalet sisteminin iyi işlemediğini haklı olarak ifade ediyoruz. Peki ekonomimiz iyi mi? Ya da eğitim sistemi? Kısaca, şehirlerimiz ne kadar yaşanır hâle gelirse ekonomimiz de o nisbette düzelir, dolaylı olarak eğitim sistemi de, aile hayatı da, hukuk da, sağlık da düzelir. Bunların biri olmadan diğerinin iyi olması uzun ömürlü olmaz.

“Dünyanın En İyi Üniversiteleri Sıralaması 2018” açıklandı ve ülkemiz açısından tablonun arzu edilen şekilde iyi olmadığı ve hatta geçen yıla göre daha kötü olduğu görüldü. 

Haberdeki bilgiler şöyle: “US. News; ‘Dünyanın En İyi Üniversiteleri Sıralaması 2018’de bu yıl 74 ülkeden 1.250 yükseköğretim kurumunu global/bölgesel araştırmalarda saygınlık, yayın, kitap, konferans sayıları, yayınlara yapılan atıflar, uluslar arası işbirliği gibi 13 kritere göre sıraladı. Buna göre Türk üniversiteleri geçen yılki konumlarını kaybetti. Türkiye’den en iyi dereceyi yapan Boğaziçi 166’ncılıktan 190’a; Orta Doğu Teknik 231’incilikten 314’e ve İstanbul Teknik ise 257’den 336’ya geriledi. Dünyada ilk sırayı bir kez daha Harvard alırken, Massachusetts Teknolojisi Enstitüsü (MIT) ikinci ve Stanford ise üçüncü oldu. (...) Türkiye sıralamasında Boğaziçi, ODTÜ ve İTÜ ilk üçteki mevkilerini korurken, vakıf üniversiteleri arasında en iyi dereceyi 491’incilikle bir kez daha Bilkent yaptı. Hacettepe 567’nci olurken, Ankara Üniversitesi 590’ıncı sırada onu takip etti. ABD yine ilk 10’u domine etti. (...) Kıt’a Avrupası’ndan en iyi dereceyi İsviçre’nin lider üniversitelerinden 25’incilikle ETH Zürih elde ederken, Asya’da ise zirvede 43’üncü sırayla Ulusal Singapur Üniversitesi yer aldı.” (Hürriyet, 27 Ekim 2017)

Bu tablo orta yerdeyken “Dünyada bir numarayız. Bizden habersiz yaprak kıpırdamaz. Her yerde söz sahibiyiz” demenin bir anlamı var mı?

Türkiye bu tabloyu değiştirmek mecburiyetinde. Ancak bu sadece sözle, hamâsetle ve dünyaya kapanarak yapılamaz. Bir bütün olarak iyileşmek ve düzelmek mecburiyeti var. Ekonomimizi de, ticaretimizi de, eğitimimizi de, siyasetimizi de, adaletimizi de iyileştirmek durumundayız. Tek başına ekonomiyi ya da tek başına eğitimi düzeltmek mümkün olmaz. Bunların tamamını beraber düzeltmek için çalışılmalı.

80 milyonun yaşadığı ülkemiz böyle bir tabloyu hak etmiyor. Niçin bizim üniversitelerimiz de en iyiler arasında olmasın? Niçin onlar daha iyi noktalara gelirken biz geçen yıl bulunduğumuz seviyeden daha aşağılara düşelim?

Okunma Sayısı: 2306
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı