"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ne hallere kaldık!

Faruk ÇAKIR
21 Eylül 2015, Pazartesi
Ne yazık ki seçimlerde, törenlerle, övünmelerle kendimizi avutuyoruz ve Türkiye’nin en önemli problemlerinden birini unutuyoruz ya da görmezden geliyoruz.

Müstehcenlik belâ ve musîbetine, “Türkiye’nin en önemli problemi” mi, yoksa “en önemli problemlerinden biri” mi demek lâzım, karar vermek bile zor.

“(Türkiye’nin ve dünyanın) En önemli problemlerden biri” demek daha makul görünüyor. Çünkü bu musîbet, bu belâ insanların ve bilhassa gençlerin sadece kısacık dünya hayatını değil, ebedî hayatını, ahiret hayatını tehdit edip mahvolmasına sebep oluyor. Müstehcenliğin ilmî ve tıbbî zararlarını saymasını uzmanlara bırakabiliriz. Şu var ki, herkes bu hastalığın, bu belânın ve bu musîbetin zararlarının farkında. Aklı ölmemiş, kalbi sönmemiş hiç kimse bu fenalığı tasvip edemez, övemez ve destekleyemez.

Türkiye’de yaşayan herkesi ve en başta çocukları ve gençleri tehdit eden bu belâ ve musîbete karşı niçin bu kadar tedbirsiz, bu kadar telâşsız, bu kadar vurdumduymaz olduk? Sanki her şey yolunda, bütün gazete, dergi, televizyon ve internet dünyası bu tuzağa düşmemiş gibi Türkiye’yi idare edenler günlerini gün etmenin peşinde. Hangi konuşmada, hangi toplantıda, hangi tartışmada bu konu idarecilerimizin gündemine geliyor? İliklerimize kadar girip bizi teslim alan tehlikenin farkında değiliz. Şaka gibi gelecek, ama Türkiye’nin en çok satan gazeteleri ve en çok izlenen TV’leri arasında yer alan, ama sahipleri ‘mütedeyyin’ bilinen kişilerin medyasının hali, bu noktadan içler acısı bir durumda. Mütedeyyin kimlikli siyasetçiler için de bu mesele dert olarak görülmüyor. Onlara göre, gazetelerin birinci sayfaları kendilerinden bahsediyor ve yazarlar da aleyhlerinde yazmıyorsa mesele yok. Öte yandan aynı gazeteler müstehcenlik noktasında birinci ligde olsalar da dert değil. Yeter ki, manşetlerde kendilerinden bahsedilsin!

İsim vermeye gerek yok, bilen biliyor ki; Türkiye’yi idare edenler istese ve bu meseleyi dert olarak görse bazı gazeteler ve televizyonlar kendilerine çeki düzen verebilir. Ama istemezler, çünkü bu mesele onlar için problem değil. Bir idareci düşünün ki, baştan aşağı müstehcen yayın yapan bir gazete ya da televizyona hiçbir itirazda bulunmaz, ama ne zaman ki aynı gazetenin bir yazarı, idarecinin/siyasetçi için ‘gözü üstünde kaşı var’ dese tepki görür, belki de işinden atılır!

Hadisenin daha garip olan bir yönü de, mütedeyyin camiadaki bu yanlışın ‘karşı mahalle’den de görünür hale gelmesidir. Cumhuriyet’in bir yazarı, (ilgili yazı, gazetede 30 Ağustos 2015 tarihinde yayınlandı) sahibi, iktidarı destekleyen bir TV kanalındaki ‘dizi’yi bu yönüyle haklı olarak eleştirmiş. Düşünün, sahibi iktidara yakın olan bir TV kanalındaki dizi, ‘gençlerin ahlâkını bozuyor’ diye hem de bu hususta hassas olmadıkları düşünülenlerce eleştiri konusu yapılıyor. İzlemediğimiz ve ismini de anmak istemediğimiz o çirkin dizide bir de “tesettürlü giyim” reklâmları yapılıyormuş! Bu kadar çelişki kabul edilebilir mi?

Her kademede ve her mecradaki müstehcen yayınlar temellerimize yerleştirilen ‘bomba’lardır. İmkânı olan herkes bu tehdit ve tehlikeye karşı itiraz etmeli. Hele siyasetçiler, bu yangını görmeme inadından vazgeçmeli. Müstehcenlik yaygınlaştıktan sonra herkes sizi desteklese bir anlamı olur mu?

Hep beraber tehlikeyi görelim ve itiraz edelim. Müstehcenlik batağına düşmemek için duâ etmeyi de unutmayalım...

Okunma Sayısı: 1978
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı