Övünmekten çalışmaya vakit bulamadığımızın bir delili de kendimizi kandırmak olarak ortaya çıkıyor. Maalesef, hayali, hakikat göstererek, başta kendimiz, buna ilâve olarak da bulabilirsek başkalarını yanıltmayı marifet biliyoruz.
En başta ifade edelim ki millet menfaatine tek bir çivi çakanlara teşekkür etmek borcumuzdur ve teşekkür ederiz. Ancak milletin yanıltılmak istenmesine de itiraz ederiz. Her şeyi olduğu gibi anlatmak önemlidir. Aksi halde hayal kırıklıkları yaşanması kaçınılmaz olur.
Son yıllarda yapılan büyük projeler sebebiyle haklı olarak övünüyoruz. Tüneller, köprüler ve yollar yapılıyor ve bunlar millete anlatılırken özet olarak “Kendi imkânlarımızla, kendi mühendislerimizle, kendi teknolojimizle yaptık” deniliyor. Böyle olması da gerekir. Zaman zaman sonra anlaşılıyor ki yerli imkânlarla yapıldığı ifade edilen eserler, yabancı mühendislerin imzasını taşıyor.
Meselâ, bugün sokağa çıkılsa ve “Üçüncü Boğaz Köprüsü’nü kim yaptı?” diye sorulsa hemen herkes “Biz yaptık, kendi mühendis ve müteahhitlerimiz yaptı” der. Çünkü Türkiye’yi idare edenler her konuşmasında bu anlama gelecek sözler sarfettiler. Hatta köprünün tanıtım konuşmalarında “Şimdiye kadar bizim müteahhitlerimiz taşeron gibi çalışırdı. Artık bu köprüleri kendimiz yapıyoruz” mealinde sözler sarf edildi. Keşke böyle olsa da böyle olmadığını hep birlikte öğreniyoruz.
Tekrarlamakta fayda var: Köprü, tünel ya da yollara bir çivi bile çakılsa, çivi ya da çiviyi çakan keserin yerli olmasını bile tebrik ederiz. İtirazımız, hayalin hakikat gösterilmesi, hadiselerin olduğu gibi anlatılmamasınadır.
Meselâ, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün (İstanbul Boğazındaki 3. köprü) mimarı kimdir? Köprünün açılışıyla ilgili gazetelerde yer alan haberlerde bu bilgiyi bulmak kolay değildi. Görebildiğimiz kadarıyla bu bilgi Vatan gazetesinde (26 Ağustos 2016) yer aldı. Köprünün mimarı ‘köprü üstadı’ olarak tanınan Fransız Michel Virlogeux’muş. Michel Virlogeux’un önceki eserleri arasında Normandiya Köprüsü de varmış.
Gelelim Türkiye’deki müteahhitlerin köprü yapıp yapamadığı sorusunun cevabına: Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, “Türk firmaları artık yanına yabancı bir ortak almadan köprü gibi büyük projeler yapabilmeli” demiş.
Nihat Özdemir’in bu tesbitini aktaran Şimşek şöyle devam etmiş: “Bu sözlerin sarih ifadeyle anlamı şudur: Marmaray ve Avrasya Tüpgeçit, İstanbul’un 3. köprüsü Yavuz Sultan Selim, İzmit Körfezi’ndeki Osmangazi Köprüsü projelerinde Türkiye’nin mühendislik olarak bir katkısı olmamıştır. Daha da vahim olan ise bu işlerden bizimkilerin pek bir şey de öğrenmemiş olmasıdır. Dolayısıyla Özdemir’in en büyük hayalinin tek başına yurtdışında köprü yapmak olduğunu söylemesi itiraftır, tesbittir, güzel bir hedeftir, ama en önemlisi inşaat sektörünün ve müteahhitlerin çekilmiş en güzel fotoğrafıdır.” (Aktaran: Güntay Şimşek, Haber Türk g., 17 Mayıs 2017)
Gerçekler buysa övünmekten önce çalışmayı gaye edelim ve çalışalım.