Ekonomiyle, siyasetle ya da başka ‘önemli’ konularla ilgilenen idarecilerimiz, ayırım yapmadan bütün medya vasıtalarında devam eden müstehcen yayınları tehlike olarak görmüyorlar. Ekonomik kriz kötü de, ahlâkî kriz kötü değil mi?
Her meseleyi vesile kılarak bu konuyu gündeme getirmeye, Türkiye’yi idare edenleri ikaz etmeye çalışıyoruz. Ne yazık ki, idareciler “Medya benden yana olsun, manşetinde ben olayım da nasıl yayın yaparsa yapsın” diye düşünüyor.
Çok daha üzücü ve düşündürücü olan, normal zamanlarda “müstehcen yayın yapıyor” diye bu gazeteleri evlerine sokmayan mütedeyyin insanlar; şimdi; “Benim sevdiğim siyasetçiden bahsediyor” diye bu çirkin gazetelere abone oluyor ve evlerine, işyerlerine sokuyor! Acip ve garip bir hal değil mi?
İsim vermeye gerek yok, ama herkes biliyor ki; bu günkü iktidarı destekleyen gazetelerin ve TV’lerin neredeyse tamamı müstehcen yayın noktasında dikkatsiz. Hele iktidarı damardan destekleyen bazı gazetelerin hafta sonu ekleri var ki, tarif etmeye bile gerek yok. Peki, mütedeyyin insanlara ne oldu ki, dün çirkin görülen ve hakikatte de çirkin ve kötü olan, bu yayınlar karşısında sessizler?
Neyse ki bu duruma, belki de beklenmedik şekilde tecrübeli bir gazeteciden tepki gelmiş. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nce düzenlenen ‘Basın-İktidar İlişkileri’ konulu bir toplantıda konuşan gazeteci ve araştırmacı yazar Orhan Koloğlu, “O kadar tuhaf bir şey oldu ki gazetecilik mesleği olarak tamamen apayrı toplumu eğlendirme şeyi var. Bugün AKP’ye destek veren gazetelerde dahi sonsuz kadın resmi var. Onunla ilgili elimde koleksiyonlar var. Bir gazetede 28 çıplak kadın resmi var. Bir yandan yok çıplak giyinmeyin şeyi var, ama bu onların kendi gazeteleri...” şeklinde konuşmuş. (Cihan bülteni, 25 Mart 2015)
Bakınız, araştırmacı gazeteci Koloğlu, üşenmemiş ve sadece bir gazetede 28 çıplak, mühtehcen kadın resmi olduğunu tesbit etmiş. Türkiye’yi idare edenler ve onlara her konuda destek veren mütedeyyin insanlar bu hususta acaba ne düşünür? Bu tablo, onlar için bir problem değil mi? 28 müstehcen fotoğrafın yer aldığı bu çirkin gazeteleri ne hakla ve nasıl bir bahane ile satın alıp evlerine, iş yerlerine götürüyorlar? Ya Rab! Bizleri böyle fena ve kötü durumlara düşmekten muhafaze et. Amin.
Cumhurbaşkanından başbakana, bakanlardan STK temsilcilerine, mütedeyyin iş adamlarından eğitimcilere; bu çirkin tabloya itiraz eden hiç kimseyi duyduk mu? Niçin başbakan, müstehcen yayınların zararlarından bahsedip “Ey medya! Kendine gel!” diye seslenmez? Başka konularda medyayı eleştirip, müstehcen yayınlar konusunda sus pus olmak neyin nesi?
Ellerinde imkân ve fırsat oldukları halde bu fenalıklara engel olmayan ve itiraz etmeyenler; gerçek hayatta mütedeyyin de olsalar fiilen müstehcen yayıncı sayılabilir. İktidardakileri tenkid eden bir haber, bir yazı, bir karikatür için kavga edenler, meydanlarda konuşma yapanlar, gazetecileri mahkemeye verenler; bir defa olsun müstehcen yayıncılara itiraz ettiler mi?
Etmediler ve edemezler. Çünkü en büyük müstehcen yayıncılar iktidardakileri destekliyor. İktidardakiler de “Birinci sayfa bizden bahsetsin de ne yaparsa yapsınlar” anlayışında. Bu tavır çok yanlış, çok tehlikeli, çok fenadır. Bu yanlışlar, müstehcenliğe gösterilen müsamahanın ağır faturası olur ve olacak...