Dünyanın çözmesi gereken meselerinden biri de mültecilerin karşı karşıya kaldığı sıkıntılardır.
İnsanlar doğdukları yerde doyabilse, insan gibi yaşama imkânı bulsa başka ülkelere gitmeyi düşünür mü? Komşumuz Suriye örneğinde olduğu gibi insanlar mülteci olmaya mecbur bırakılmasa ölümü göze alıp maceraya atılır mıydı?
Mülteci denildiğinde Afrika ülkeleri akla geliyor. Yıllardan beri süren savaş ve kargaşa, bu kıt’ayı mültecilerle birlikte hatırlatır olmuş. Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, iç savaşın sürdüğü Güney Sudan’dan sonra Etiyopya’ya yaptığı ziyareti de tamamlayarak başşehir Addis Ababa’da basın mensuplarına bu hususta açıklamalarda bulunmuş.
Hemen ifade edelim ki açıklamalara bakılırsa BM Mülteciler Yüksek Komiseri, derdi de dermanı da tesbit etmiş. Keşke bu derman vakit kaybetmeden uygulanabilse...
Güney Sudan’daki mevcut krize dikkati çeken BM Mülteciler Yüksek Komiseri Grandi, ülkede yarım gün geçirmiş olmasına rağmen durumun çok kötü olduğuna şahit olabildiğini kaydetmiş. ‘Yarım gün’de tesbit edilen bir problemin büyüklüğü her halde çok daha kolay anlaşılır.
Güney Sudan’da barışın sağlanması için çabaların arttırılması gerektiğine işaret eden Grandi, acil yapılması gereken şeyleri, çatışmayı önlemek, insanların evine geri dönmesine izin vermek ve insanların evini terk etmesinin önüne geçmek olarak sıralamış.
Mültecilik meselesini halletmek tam da bu noktada düğümleniyor: Çatışmalar önlenmeli, insanların evine geri dönmesine izin verilmeli ve insanların evini terk etmesinin önüne geçilmeli. “Meli ve malı” şeklinde çareler sıralanmış, ama başka çare de yok. Çatışmalar, savaşlar, kavgalar ve kargaşa önlense insanlar evini terk eder mi? Meselâ, Suriye’de 10 yıl önce bugünkü gibi bir mülteci akını yaşanmış mıydı? Birinci adım insanları yerinde ve yurdunda tutabilecek doğru politikaları uygulamak olmalı. Dünya barışını temin için kurulduğunu ilân eden BM, en başta bunun için gayret sarf etmeli.
İnsanî yardımların zarurî, ama yeterli olmadığını, bunun ötesine geçmek gerektiğine dikkat çeken BM Mülteciler Yüksek Komiseri Grandi, “Gambela’daki Güney Sudanlı mültecilerle konuştuğumda hepsinin söylediği şey eğitimdi. Onlar da biliyor ki, eğitim çocukların gelecekteki barışı sağlaması için en büyük yatırım” diye konuşmuş. (AA, 21 Haziran 2017)
Bakınız, mülteci probleminin çözümü de eğitime dayandı. Dünyanın neresinde olursa olsun mültecilerin en çok ihtiyaç duyduğu ya da mahrum kaldığı mesele eğitimdir. Bütün dünyada eğitim seviyesi yükselmiş olsa ihtimalidir ki mülteciler de azalır. Hakkı, hukuku, adaleti bilen ve tanıyan insanlar başkasına haksızlık edebilir mi? Dilinden, ırkından, renginden dolayı başka insanların hakkını gasp edenlere ‘insan’ denilebilir mi?
Başta İslâm ülkeleri olmak üzere hür dünya ve insanlık el ele verip kitlelerin mülteci durumuna düşmesine mani olmalı.