"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Militarizmi besleme!

Faruk ÇAKIR
20 Temmuz 2016, Çarşamba
Önemli bir vak’a ile karşı karşıyayız: Türkiye’de darbeci bir damar var bu damar içeriden ve dışarıdan desteklerle ortalama her 10 yılda bir milletin ve memleketin başına işler, gaileler, musîbetler açıyor.

1950 öncesi gizli/açık darbe ve müdahaleleri bir yana bıraksak bile 1950’de çok partili hayata geçtikten sonra ilk kanlı darbe 27 Mayıs 1960’da yaşandı. O darbenin yaraları tam sarılmadan 1970’lerde başarılı ve başarısız darbe ve muhtıralara maruz kalındı. İkinci büyük darbe 12 Eylül 1980’de yaşandı. Bu darbe daha önceki başarılı ve bararısız darbelerden ders alarak çok daha münafıkane oldu. Öyle ki, görünüşte darbe dönemi sona erip sivil siyasetçiler iş başına gelmiş olsa bile etkileri çeyrek asırdır devam etti. Halen 12 Eylül 1980 darbecilerinin hazırlattığı 1982 anayasası ile idare olunuyor olmak bile bunu görmek için yetmez mi?

Temel mesele, militarist ve darbeci anlayışın Türkiye’den sökülüp atılmasıdır. Yeni darbeciler yetiştirilmezse önümüzdeki yıllarda darbe tehlikesiyle karşı karşıya kalmayız.

Çok değil 15 ya da 20 sene önce MGK’da sivil siyasetçilerin etkisi çok sınırlıydı. Kamuoyundan gelen talepler ve biraz da Avrupa Birliği’ne uyum sebebiyle MGK’nın yapısı kısmen sivilleşti. Millî Savunma Bakanlarının silâhlı kuvvetler üzerinde ne ölçüde kontrol etkisi vardı? Türkiye bu meseleleri konuşup tartışmaz ve sivil siyaset alanını genişletmezse her zaman tehlikelerle karşı karşıya kalabilir.

Türkiye’yi idare edenler “darbe tehdit ve tehlikesi sona erdi, bundan sonra siyasete müdahale edilemez” anlamına gelen garantiler vermişti. Elbette böyle olmalı ve böyle olmasını millet de istiyor. Ancak bu mesele sadece konuşmakla söz vermekle olmuyor. Gerekli hukuki, sosyal ve siyasî yatırımı da yapmak gerekir. Milletten tecrit edilmiş bir yapının sivil siyasetle kaynaşması mümkün olur mu?

Tartışmaya katkı olması bakımından Umur Talu’nun tesbitlerinin bir kısmını aktarmakta fayda var: 

“Sivilleşme” sanılanın balon olduğunu yıllardır yazıyorum. “İktidarı askerî vesayetten kurtardık” diye sivilleşme, demokratikleşme oldu sanıyor, öyle sunuyor, ama “askeri esaret ve alttaki asker üstünde vesayet”i koyulaştırıyorsunuz. Zaten kendiniz bile sivilleşemiyorsunuz! Ordu hiyerarşisi; küçümseme, aşağılama, ezme, baskı, keyfi disiplin tehdidi ile işliyor. (...) “Militarizm” darbe yapmaya teşebbüs ettiğinde kınanacak, üstüne yürünecek bir şey değil. Militarizm bu ülkenin zihninden, ideolojisinden, kırmızı çizgilerinden, çocukların geleceğinden, ufkundan kazınacak bir şey. Bunun bir yolu, sadece orduyu demokrasi sınırına çekmek değil, demokrasiyi, hukuk devletini de ordu içine sokmak.

Ana yolu ise, militarizmi devletten, sivil iktidardan, partilerden, gündelik dilden, “millî” eğitimden, hamasi nutuklardan, hatta bugün “darbeye karşı demokrasi savunan” meydanlardaki kimilerinin “demokrasi dışı” tehdit, linç, baskı, nefret, mezhepçilik, intikam, küfür, şiddet, otorite, idam histerisinden de sökmek! (Haber Türk g., 19 Temmuz 2016)

Düğüm noktası burada: Militarizmi bu ülkenin zihninden, ideolojisinden, eğitiminden söküp atmak lâzım. 

Bunu yapmak elbette kolay değil. Fakat çarenin bu noktada olduğu bilmeli ve bunun için çok defa fazla çalışmalı. Aksi halde “Biz bu filmi seyretmiştik” demek durmunda kalırız.

Allah’ım! Milletimiz ve memleketimizi her türlü darbeden muhafaza eyle! Amin.

Okunma Sayısı: 1581
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı