Genelde eğitim sisteminin ve özelde meslekî eğitimin daha da iyileştirilmesi gerektiği hususunda bir ittifak vardır.
Gerek sanayici ve gerekse eğitimciler, okullar ile sanayi ya da ticaret ehlinin birlikte çalışması icâb ettiğini ve okul-sanayi-hayat üçlüsünün uyumlu olmasını tavsiye ediyorlar.
Geçenlerde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de Ankara’da katıldığı bir programda meslekî eğitim konusuna dikkat çekmiş ve şöyle demişti: “Çok sayıda işsiz olan bir ülkede, sanayicilerin eleman bulma konusunda sıkıntı yaşamaları aslında oldukça çelişkili bir durum. Demek ki bizler, özellikle geçmişte yapılan hataların da etkisiyle, çocuklarımıza piyasanın talep edeceği özellikler kazandıramamışız.”
Biz de bu tesbit üzerine “Hem işsiz hem mesleksiz” şeklinde bir değerlendirme yapmış (Yeni Asya, 18 Ekim 2016 tarihli yazımız) ve işsizliği azaltmanın yolunun mesleki eğitimden geçtiğini hatırlatmıştık.
MEB Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, Eğitim Politikaları Daire Başkanlığından MEB’in bu konulardaki çalışmalarına dikkat çeken bir açıklama yapıldı. “Meslekî ve Teknik Eğitimin İyileştirilmesi ve Geliştirilmesi İçin Yapılan Çalışmalar” başlıklı açıklamada bakanlığın yaptığı ve yapmayı plânladığı çalışmalar şöyle (özetle) sıralanmış:
*Meslekî ve teknik eğitimin yol haritası niteliğindeki Türkiye Meslekî ve Teknik Eğitim Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2014-2018) yürürlüğe konulmuş olup bütün paydaşlarımızla iş birliği içerisinde yürütülmektedir.
*Meslekî ve teknik eğitime ilişkin kanun tasarısı hazırlanarak Bakanlar Kuruluna iletilmiş ve tasarı Bakanlar Kurulunca TBMM’ye gönderilmiştir.
*Staj ve tamamlayıcı eğitime katılan öğrenciler iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanmıştır.
*Farklı büyüklükteki işletmelerin farklı ücret ödemesi, öğrenciler arasında bir eşitsizlik durumu ortaya çıkarmaktaydı. Bu nedenlerden ötürü işletmelerin ödeyeceği ücretler arasındaki farklılıklar kaldırılmış ve (...) devlet desteği getirilmiştir.
*Kanunda yer alan okul türleri mevcut mevzuata göre yeniden tanımlanarak meslekî ve teknik eğitim mezunlarının tamamının teknisyen unvanı alması sağlanacaktır.
*Sektörün kendi ihtiyaçları doğrultusunda talep ettiği iş gücünü yetiştirmesine imkân sağlamak amacıyla eğitim ve öğretim desteği uygulaması yürütülmektedir.
*Bölgesel kalkınmayı teşvik etmek amacıyla, illerde sektörün talep ettiği ve belirli bir alanda eğitim veren ihtisaslaşmış meslekî ve teknik Anadolu liseleri açılacaktır.
*Yeni bir okul yönetim modeli geliştirme çalışmaları başlatılmıştır.
*Okul hâmiliği uygulamalarının yaygınlaştırılması çalışmaları başlatılmıştır.
*81 ilde üniversiteler ve sektör işbirliğinde öğretmenlerimizin hizmet içi eğitimleri sağlanmaktadır.
*Hali hazırda okullarımızda 53 alan 205 dalda eğitim vermektedir. Bu alan ve dalların öğretim programları sektörün ihtiyacını karşılayacak şekilde, sektör ile birlikte hazırlanmaktadır.
*İhtiyaç duyulan alan ve dallar açılmış veya ihtiyaç duyulmayan alan ve dallar kapatılmıştır.
*Meslekî ve Teknik Ortaöğretim Kurumları Mezunlarının İzlenmesi (e-mezun) çalışmaları devam etmektedir.
Bu çalışmalar ve açıklanan hedefler de gösteriyor ki meslekî eğitimde almamız gereken epey yol var. Akıl için yol bir olduğuna göre dünya bu işi nasıl yapıyorsa biz de öyle yapmak durumundayız. Sadece meslekî eğitim değil, bütün eğitim sistemi “okul-iş-hayat” üçgeninde uyumlu olmalı. Bunu başarabilirsek barajı aşarız. Öyleyse aşalım...