Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni başkanı Donald Trump, ne hikmetse başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı ateşe verecek adımlar atmaktan çekinmiyor.
Başkan olduğu günden beri skandallara imza atan Trump'ın Kudüs hakkında yaptığı açıklamalar büyük tepki aldı ve alıyor.
Trump, Kudüs'ü İsrail'in başşehri yapmak için çalışıyor. Trump'ın bunu başarıp başaramayacağını zaman gösterecek ama her hal ve şartta Ortadoğu'da gerilimin tırmanacağı tahmin edilebilir. Aslında bu yönde bir karar yıllar önce alınmış, ama İslam dünyasının göstereceği tepkiden çekinildiği için uygulanma imkanı bulunmamıştı.
Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki böyle bir karar bölgeye ve dünyaya barış getirmez. Tabii ki Trump'ın bu yanlış kararda ısrar etmesinin sebebini tam olarak bilemeyiz. Acaba bu kararın altında zor durumda olan iktidarını korumak gayesi mi vardır? Her ne olursa olsun böyle bir karar sadece Müslümanların ve İslam dünyasının değil bir bütün olarak insaniyetin ve insanlığın tepkisini çekiyor. Bölgeye ve dünyaya barış getirmeyecek bir karının iyi olması ve desteklenmesi mümkün olabilir mi?
Filistin hükümeti, ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması veya Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasının barışı ve bölgesel güvenliği tehdit edeceğini açıklayıp İslam İşbirliği Teşkilatına (İİT) eyleme geçilmesi çağrısı yapmış. İsrailli 25 eski diplomat da "Başkan Trump’ın ciddi bir şekilde tek taraflı olarak Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağına ilişkin yayımlanan raporlardan derin bir endişe duyuyoruz" demişler.
Mısır'da Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib de böyle bir adımın atılmasına itiraz ederek bunun gerginlik, bölünme ve nefreti artıracağı uyarısında bulunmuş. İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström ise, "Bu bir felakettir. Bunun bölgede çok büyük bir etkisi olacak, kaygıları da artıracaktır" şeklinde konuşmuş.
Vatikan Devlet Sekreteri Kardinal Pietro Parolin bile "Büyükelçiliğin Kudüs'e taşınması, dünyada barış ve istikrarı büyük tehlikeye sokacaktır. Atılacak bu adım iki devletli çözüm ve barış sürecinin ölmesi anlamına gelir" dediğine göre birilerinin ABD Başkanı Trump'ı atmak istediği bu adımdan vazgeçirmesi gerekir.
Ancak şunu unutmamak gerekir ki bu yönde bir adım bugün atılmasa bile yarın atılmak için çalışılacaktır.
Çare, İslam dünyasının kendi meselelerine ciddiyetle sahip çıkmasında düğümleniyor. İslam İşbirliği Teşkilatına (İİT) üye ülkelerin Kudüs meselesinde kesin bir kararlılık ortaya koyabilmiş olsa ABD Başkanı böyle bir adım atmaya çalışır mıydı?
Kudüs'e sadece Müslümanların değil, bütün insanların sahip çıkması gerekir. Bu da meseleyi güzel bir dille insanlığa mal etmekle mümkün olur. Zaten yapılan açıklamalar hür dünyanın, insaniyetini kaybetmemiş ekiplerin Kudüs'e sahip çıktığını gösteriyor. Kudüs'ün kurtarılabilmesi ya da İsrail'in siyasi emellerine alet edilmemesi insanlığın topyekün itirazıyla mümkündür. En başta Türkiye'yi idare edenler olmak üzere bütün İslam ülkelerini yöneticileri bu yönde adımlar atmalı ve meseleye herkesin sahip çıkması temin edilmeli.
Bir yıl ve bir adım sonrası değil, yüz yıl ve yüz bin adım sonrasını hesaplamak, düşünmek ve planlamak işte bunun için gerekli...
Yarın "Kudüs, Kudüs" diye dizlerimizi dövmek istemiyorsak bugünden ciddi adımları atmak mecburiyetindeyiz vesselam...