"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kızmak yok

Faruk ÇAKIR
10 Haziran 2015, Çarşamba
Seçim bitti, ama seçim öncesi ve sonrasında yaşananlarla ilgili yorum ve değerlendirmeler daha yeni başladı.

Yüksek Seçim Kurulu, seçimin ‘kesin’ sonucunu açıklamamış olsa da ortada net bir tablo var: Millet, 13 yıldan beri Türkiye’yi tek başına idare edenlere, bu defa bu imkân ve yetkiyi vermedi. 

İlâve olarak yeni bir parti daha TBMM’ye girdi. Gerçi, o isimlerin bir kısmı daha önce de bağımsız milletvekili olarak seçilmiş ve Meclis’e girdikten sonra bir parti çatısı altına toplanmışlardı, ama bu defa ‘baraj’ı aşarak daha fazla milletvekiliyle temsil edilecekler.

Sürekli kazanmaya alışmış ve kaybetme ihtimalini hiç aklına getirmeyen siyasetçiler için kaybetmeyi kabullenmek kolay değil. Nitekim, daha önceki seçimlerde daha az oy alıp tek başına iktidar olanlar, bu defa o seçime nisbetle daha fazla oy aldılar, ama tek başına iktidar olma imkânını kaybettiler. Bu defa, seçim sisteminin adaletsiz olduğunu ifade etmeye başladılar. Eh, Nasreddin Hoca’nın fıkrasında olduğu gibi, kazanın ‘doğurduğu’na inananlar, ‘öldüğüne’ de inanmak durumunda. Adaletsiz seçim sistemi daha az oy alındığında tek başına iktidar imkânı verdiğinde ‘baraj’a itiraz edilmesi gerekirdi.

Seçimler bitti, tartışmaların azalması beklenirken; bu defa da vatandaşa kızanlar çoğaldı. Demokrasi bir yönüyle tahammül rejimi olduğu halde, “Nasıl olur da böyle netice çıkar? Bu millet vefasız, kıymet bilmiyor” anlamına gelecek yorum ve değerlendirmeler yapılıyor. Elbette ortaya çıkan neticenin herkesi tatmin etmesi beklenemezdi. Fakat neticeden memnun olmayanların yapması gereken şey, millet ve sandıkta reylerini izhar edenlere kızmak olmamalı. “Niçin tercihler bu yönde tecelli etti?” diye ciddî düşünüp ders almak lâzım. Makul değerlendirmeler yapanlar olduğu gibi, kızgınlıklarını gizleyemeyenler de oluyor. Meselâ, iktidarı destekleyen bir gazetede yayınlanan yazının başlığı şöyle: “7 Haziran’ın rövanşı misliyle alınacaktır...” Bir başka yazar da, “Bana kalırsa millet bu mesajları ve daha başka mesajları verirken, ölçüyü kaçırdı. Bir kaza sonucu, Türkiye siyasetinin önüne koalisyon tablosu çıktı” demiş. 

Tabiî ki koalisyon yerine tek başına iktidar olmak siyasî partilerin öncelikli tercihidir. Bunu isterken koalisyon ihtimalinin ‘ölçüyü kaçırmak’ olarak yorumlanması doğru olur mu?

Şu da var ki, bugün için koalisyona hayır diyenlerin; gelişen hadiseler sonrasıda koalisyonun faziletlerini anlatması da mümkündür. Geniş bir kitlenin iktidar nimetlerini elinin tersiyle itmesini beklemek gerçekçi değil.

Ne söylenirse söylensin, ortaya çıkan tablo daha çok canlar yakacak. Hiçbir şeyin eskisi gibi olma ihtimali kalmadı. İktidar değişince, velev ki koalisyon olsun, iktidara bağlı dengeler de değişecektir. 

Akıllı siyasetçi, millete kızmak yerine meselesini daha iyi anlatma yolunu seçer. Sadece anlatmak da yetmez, icraatların da anlatılanları desteklemesi beklenir. Söz ayrı icraat ayrı olunca umulmayan ve beklenmeyen ‘şamar’ geliyor. Türkiye’yi idare edenler her fırsatta güzel sözler söylüyordu, ama icraatlar bu sözleri desteklemekten uzak olduğu için, bazılarının ölçüsüz buldukları tokat geldi. 

İktidarın hatalarını sıralayıp “Şunları şunları düzeltin. Yeniden iktidar sizindir” diyenler var. Kanaatimizce bu saatten sonra bu ihtimal her geçen gün uzaklaşmaktadır. Yapılan yanlışların, hataların bedeli daha önenmedi ki? Sırada, ‘demokrat misyon’un bu millete yaptığı iyiliklerin inkâr edilmesi ve onların yok sayılmasının bedelleri var. Tek başına iktidardan düşme, olsa olsa ‘kibrin’ bir kısım bedeli olabilir. İnsanlar zulmeder(se de) kader adalet eder.

Okunma Sayısı: 1871
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı