Siyasî tartışmalarla meşgul olmak, eğitimdeki problemleri unutturmamalı.
Bazı ülkelerin nüfusundan daha fazla talebenin bulunduğu ülkemiz, eğitimini rayına oturtmak durumunda. Sadece siyaset konuşularak Türkiye’nin eğitim problemi çözülmüş olmaz.
Antalya kaynaklı bir haberde, eğitimin kanayan yarası olan ‘karma eğitim’ konu edilmiş. Özetle şöyle: Antalya’daki bir İlkokulda bir öğrenci velisinin kızlı-erkekli oturma düzenine karşı çıkması nedeniyle geçen yıl başlayan ve yaklaşık 1.5 yıldır devam eden kriz aşılamamış. Geçen yıl ilkokul birinci sınıf öğrencileri, okuldaki bir öğretmen tarafından karışık oturtulmuş. Kız çocuklarının bir erkek öğrenciyle aynı sırada oturmasına karşı çıkan anne baba, çocuklarını okula göndermemeye başlamış. Yetkililer araya girmiş, ama mesele çözülememiş vs. (erişim: 3 Kasın 2015, http://www.hurriyet.com.tr/ilkokulda-kizli-erkekli-oturma-krizi-40009458)
Haberin ayrıntılarını bir yana bırakırsak, özünde bir velinin, ‘karma eğitim’e itiraz etmesi var. Aslında haber, bu tartışmadan yola çıkılarak başka maksatlarla yapılmış intibaı veriyor. Neymiş, sınıf ikiye bölünmüş de, öğrencileri karma düzende oturtan öğretmen başka yere gönderilmek istenmiş de, veliler başka yere gönderilmek istenen öğretmeni istiyormuş da... Velhasıl, haberin özü ile geneli arasında kanaatimizce bir uyum yok.
Neyse biz öze gelelim: Bir anne-baba, kız çocuklarının bir erkekle aynı sırada oturmasına itiraz etmiş ve çare bulunmasını istemiş. Hadisenin özü budur. Bu talep haklı bir taleptir ve çaresi de Kaf Dağının ardında değil! Kızlar ve erkekler ayrı sırada, ayrı sınıfta ve hatta ayrı okullarda okuyabilir! Bunu yapmak çok mu zor? İsteyen karma düzende otursun, ama istemeyen için de ‘karma olmayan sıra, sınıf ve okul’ temin edilsin. Mesele bu kadar basittir.
Bu mesele sadece Türkiye’de tartışılmıyor. Hatta Türkiye’den daha fazla başka ülkelerde tartışılıyor ve tartışılması da tabiîdir. Avrupa’da değil sıraları, sınıfları; okulları ayıran yerler vardır. Sebebi de, eğitim kalitesini arttırmak. İlim ehli, kızların ve erkeklerin ayrı ayrı eğitim almasını daha iyi, daha faydalı olduğunu söylüyor. Bugün için uzak bir ihtimal gibi görünse de Türkiye’de de böyle okullar eskiden de vardı. Şimdilerde de kızlara ayrı, erkeklere ayrı okullar açılıyor ve bu doğru bir tercihtir. Hiç kimse bu talepten, bu tercihten yola çıkarak ‘irtica-mürteci’ lâfları kullanmasın. Bu, hem öğrenci için hem de veli için arzu etmeleri halinde doğuştan haktır!
“Bu yaşta olur mu? Onlar daha çocuk” gibi itirazların cevap mercii de işin ehli olan sosyologlar, psikologlar ve ilahiyatçılar olabilir. Önüne gelen, ön kabullerle bu talebe ve uygulamaya itiraz etmemeli.
Elbette eğitimin tek problemi bu değil. Ancak bunun çok ciddî bir dert ve problem olduğunu görmek durumundayız.
Bu vesile ile ‘karma eğitim’e itiraz eden veliyi ve velileri tebrik ederiz. Keşke özde böyle düşünen her veli bu itirazını uygun vesilelerle Türkiye’yi idare edenlere ulaştırsa ve ‘karma eğitim’ dayatması sona erse. Mutlaka ‘karma eğitim’de okumak isteyenler okusun. Talebimiz, ‘karma eğitim istemeyen’lere de bu hakkın verilmesi.
Görsek de görmesek de hadiseler o yöne doğru gidiyor. Neyse, önce Avrupa ‘karma eğitim’den vazgeçsin ki sıra bize de gelsin...