Dünyanın dört bir yanından üzücü savaş haberlerinin gelmesinin yanında, ülkemizde de gergin bir siyasî tablo olduğu söylenebilir.
Siyasetçiler konuşarak anlaşmak yerine, maalesef gerginliğe zemin hazırlayan bir dil kullanıyorlar. Oysa hepimiz şahidiz ki, en ziyade kanayan yara, dil yarasıdır.
Ümitsizliğe sebep olabilecek bu tabloyu değiştiren güzel haberler de var. Fransa’dan gelen habere göre, ülke tarihinde bir ilk yaşanmış. Haberde şu bilgiler var: Fransa’da halka açık derslerin verildiği College de France akademisinde açılan ‘Kur’ân tarihi’ kürsüsünde ilk kez ‘Kur’ân tarihi’ dersi verildi. Açılışını 1983-1986 yılları arasında İstanbul’da araştırmalar yapmış olan Prof. Dr. François Deroche’ın yaptığı derse çok sayıda kişi katılırken, halkın yoğun ilgi gösterdiği akademinin girişinde uzun kuyruklar oluştu. Ders sonrası açıklamalarda bulunan Deroche, İstanbul’un Kur’ânla ilgili el yazması eserlere sahip kütüphaneleriyle olağanüstü bir yer olduğunu söyledi. Özellikle Topkapı Sarayı’nda ve İbrahim Paşa müzesinde çok önemli koleksiyonlar bulunduğunu belirten Deroche, “İstanbul’da meslektaşlarımla çok köklü bağlar kurduk ve değişik bakış açılarıyla çalışmalar yaptık. Bugün elde ettiğim birikimde ve araştırmalarımda çok etkisi oldu” demiş. Dersin amacının temelde bütün alanlarda ve farklı yorumlarla Kur’ân tarihini özümseyebilmek olduğunu vurgulayan Deroche, Kur’ân’ın zihin tarihi, iktisat tarihi ve Kur’ân’ın asıl metni açısından anlaşılabilmesini amaçladıklarını ifade etmiş. (AA, 2 Nisan 2015)
Benzer şekilde, karanlıkları dağıtan, ümitvar olmayı gerektiren bir haber daha var: Tahminlere göre, önümüzdeki 45 yıl içinde dünyadaki Müslüman nüfus Hıristiyanların sayısını geride bırakacak.
Haberin ayrıntılarında şunlar var: Dünya genelindeki dinî nüfus dağılımı üzerine yapılan yeni bir araştırma, Müslüman nüfusunun hızla arttığını göstermiş. 2070 yılında dünya üzerindeki Müslümanların oranının, Hıristiyanları geçeceği tahmin ediliyor. Pew Araştırma Merkezi’nin dünya çapında gerçekleştirdiği yeni çalışma, bu sonucu ortaya koymuş. Açıklanan rapora göre, önümüzdeki 45 yıl içinde Müslümanların nüfusu Hıristiyanlardan neredeyse iki kat daha hızlı artacak. Bunun sonucunda Müslümanlar, dünyanın en kalabalık dini grubu olacak. Halihazırda 2.2 milyar Hıristiyan, dünya nüfusunun yüzde 31’ini, Müslümanlarsa 1.6 milyar ile dünya nüfusunun yüzde 23’ünü oluşturuyor. Aynı araştırmaya göre ABD’deki Müslüman nüfus da 2050 yılı itibariyle artacak ve ABD’deki Yahudileri geçecek. Avrupa’daki Müslüman sayısı da neredeyse iki katına çıkarak ve yüzde 10’a ulaşacak.
Tabiî ki dünyadaki Müslümanların sayıca Hıristiyan nüfustan fazla olmasıyla ilgili rakamlar bir tahmin. Gerçekleşebilir de, gerçekleşmeyebilir de. Ancak gidişin o yönde olduğu yıllardan beri zaten ifade ediliyor. Elbette sayıdan daha önemli olan, cehaleti yenmiş bir “İslâm dünyası”dır. Yoksa; cehalet, zaruret ve ihtilâf içinde yüzen bir İslâm dünyası; Müslümanları mutlu etmez.
Bu arada, “Avrupa’da İslâma en kapalı ülke” olarak bilinen Fransa’da müjdeli ‘ilk’lerin yaşanması çok önemli. Bir yandan “İslâm korkusu” yayılmaya çalışılırken, halka açık bir ‘okul’da, Kur’ân tarihi dersi konulması ve dersin tahminlerden daha fazla ilgi ve alâka görmesi ümitvar olmak için güzel bir sebep değil mi? “Halkın yoğun ilgi gösterdiği akademinin girişinde uzun kuyruklar oluştu” haberine şükredilmez de ne yapılır?
Temennimiz ve dumız; karanlık bulutları dağıtan benzer müjdeli haberlerin devam etmesidir...