Ortak kanaat, ülkemizin; darbe artığı kanunlarla, anyasalarla, uygulamalarla hiç bir yere varamayacağıdır. Bütün siyasi partiler, ayrıntılar bir yana bu noktada hemfikirdir. Zamanında 12 Eylül 1982 Anayasasını savunanlar dahil büyük çoğunluk, bu anayasanın ve ona bağlı olarak çıkarılan kanunların Türkiye’yi ileriye taşıyamayacağı kanaatindedir.
12 Eylül 1980 darbesine imza atanların, darbeyi ve onun ürünü olan 1982 anayasasını savunurken ileri sürdükleri bir bahane var. Onlara göre 1982 anayasası, yüzde 90’dan daha fazla ‘evet’ oyu aldığına göre bu anayasa ‘iyi’dir! Oysa, o günleri yaşayanlar şahittir ki, 1982 anayasası millete zorla kabul ettirilmiştir. Aksine fikir beyan etmek, “Anayasaya hayır denilsin” demek fiilen yasaktı. Dolayısı ile o gün kabul edilen anayasayı, aradan bunca yıl geçtikten sonra savunmak zaten mümkün değil. Bu gerçek bir yana, Türkiye’nin 2014 yılında halen darbe anayasası ile yönetiliyor olması ayrı bir gariplik.
Kısaca hatırlatmak gerekirse, iktidar olan ya da muhalefette kalan partiler de mevcut anayasayı değiştirmek istediklerini her fırsatta ilan ediyorlar. Tabii ki talepler ve vaadler daha çok seçim meydanlarında dile getiriliyor. Yöne bir seçim vakti yaklaşıyor ve yine anayasanın ve benzeri ‘kötü’ kanunların değiştirileceği vaad ediliyor. Elbette bu vaadler iyidir, güzeldir; ama zamanlaması da manidar değil mi?
Türkiye’yi idare edenler, yaklaşan seçimleri de düşünerek “Bize oy verin ki bu ‘kötü’ anayasayı ve kanunları değiştirelim” diyorlar. Elbette bu niyetleri bu kadar açık ifade etmiyorlar, ama “İnşallah seçimden sonra seçim sistemini de siyasi partiler yasasını da meclis iç tüzüğünü de değiştireceğiz. 12 Eylül’ün artığı ne varsa, kalan bütün artıklarını, sizin çalışmanızla, milletin desteğiyle çöp tenekesine atacağız” sözü, vaadi başka nasıl yorumlanabilir?
Kimse yanlış anlamasın: “Mevcut anayasa ve darbe ürünü kanunlar değişmesin, yerinde kalsın” demiyoruz. Elbette değişsin. Ancak bu değişiklikleri yapmak için seçim günlerini beklemek doğru bir tercih midir? Türkiye’yi idare etmeye talip olanlar, arzu ettikleri nisbette oy alamayınca bu değişiklikleri yapmaktan vaz mı geçecekler? Bütün bir milletin menfaati olan değişikliği, seçimde çok oy alma şartına bağlamak doğru bir tercih midir?
Hiç kimse kendini ve milleti yanıltmaya çalışmasın: Mevcut anayasa değişmelidir. Millet bu vaad ve talepleri her zaman olumlu karşılamış ve darbe artığı kanunların değişmesi yönünde tercih ortaya koymuştur. Dolayısı ile sorgulanması gereken nokta, bu temel değişikliklerin nasıl olup da bu güne kadar yapılmamış olmasıdır.
Bunları hatırlatırken, kabahati sadece şu anki yöneticileri itham etmiş olmuyoruz. Elinde imkân olduğu halde bu güzel ve iyi değişiklikleri her kim yapmadıysa onlara millet nezdinde itibarlarını da kaybetmiştir. Aynı şekilde hangi siyasi partiye mensup olursa olsun, darbe anayasasına sahip çıkanları da tarih affetmeyecektir. Sadece seçin mevsiminde bu değişiklikleri hatırlatan ve milletten aldığı desteğe rağmen geri adım atan her kim varsa onlar da bu günkü durumdan dolayı sorumludurlar.
Parti, kişi ve şahıs ölçüsüyle değil; hak, adalet ve hakkaniyet prensipleriyle hareket edildiği zaman darbe kanunları ile yönetilme zulmü de inşallah sona ermiş olur.
Türkiye’nin ve milletimizin hak ettiği iyilikleri lütfen pazarlık konusu yapmayalım...