Başta gazeteler olmak üzere medya vasıtalarında kar haberlerin yer alması ya da manşetlere çıkabilmesi için İstanbul’a kar yağması gerektiği hep söylenir.
Hatta İstanbul’a kar yağmadıktan sonra Kayseri’ye, Ardahan’a, Rize’ye, Erzurum’a, Muş’a ve hatta Antalya’ya bile kar yağsa medya nezdinde Türkiye’ye kış gelmiş olmaz.
Cuma akşamı itibarıyla (6 Ocak 2017) başlayan kar yağışı İstanbul’u teslim aldı. Hep konuşulur: Başka illere neredeyse bir metre kar yağdığı halde hayat normal olarak devam ederken, İstanbul’a 15 cm kar yağdığında niçin sıkıntı yaşanır? Bu sorunun farklı cevapları olsa da en önemlisi İstanbul’un çok kalabalık bir şehir olması ve hareket halindeki insanların sayısının çok olmasıdır. İstanbul’da bir öğrenci gerektiğinde 10 ya da 20 kilometre ötedeki okula gitmek durumunda. Aynı şekilde kıtalar aşarak işine gitmesi gereken binlerce insan var. Küçük şehirlerde bir ya da iki kilometrelik iş ve okul mesafesine karşılık, İstanbul’da en yakın mesafe 10 kilometreden başlar. Okul ve iş servislerinin çok olması, toplu ulaşım vasıtalarının ihtiyacı karşılamaması da ayrı bir sebep. Buna, acemi sürücüler de ilave olunca İstanbul trafiği kilitlenme noktasına geliyor.
İstanbul’un karla buluşmasına en çok çocuklar/öğrenciler sevindi. Kimileri için meşakkat demek olan kar, çocuklar için bulunmaz bir oyun fırsatıdır. Yolcular ve çalışanlar kar yağdığı için üzülürken, öğrenciler ve çocuklar seviniyor. Allah bilir ama yoğun kar yağışı çocukların dualarının kabul olduğunu akla getiriyor.
Geçen gün çocukların kar sevincini gösteren önemli bir haber duyulmuştu. Buna göre Muğla’nın Fethiye ilçesinde, belediye ekipleri çocukların hasretini gidermek için okullara kamyonlarla kar taşımıştı. (Milliyet, 6 Ocak 2017)
Kar yağışının Cuma akşamı başlamış olması krizi biraz hafifletmiş oldu. Bu nisbette bir kar hafta içi yağmış olsaydı muhtemelen çok daha büyük bir kargaşa ortaya çıkabilirdi. Cumartesi günü okulların tatil olması ve çoğu işyerinin de tedbiren çalışan sayısını azaltması krizi hafifletti. Buna rağmen bazı otoyollarda yaşanan yoğunluk ve tıkanma mağduriyetlere sebep oldu.
Türkiye’nin en kalabalık şehri olan İstanbul’un kış şartlarına hazırlık noktasında bazı ihmalleri olduğu da belli. Tabii ki bu problemler sadece bu günün meselesi değil. Kış şartları kısa sürdüğü için gerekli tedbirler vaktinde ve zamanında alınmıyor ya da alınamıyor. Sıkıntıları en aza indirmek için İstanbul’da yaşayanların çok daha iyi bilgilendirilmesi gerekiyor. Mesela, İstanbul’da Cuma akşamı kar yağışı başladıktan sonra metro ve Avrasya Tüneli’nin çalışma saatlerinin uzatıldığı açıklandı. Eğer böyle bir imkân oluyorsa, bu çok daha önceden ilan edilmesi gerekmez miydi? Aynı zamanda metrodan istifadenin arttırılması için başka yoğun zamanlarda da çalışma saatleri arttırılamaz mı?
Netice itibarıyla kış şartlarında yaz şartlarını istemek fıtrat kanunlarına da aykırıdır. Kar yağacak, bazıları üzülecek, bazıları sevinecek. Önemli olan kar soğuğunun altındaki sıcak faydaları görebilmekte. Kardaki kârı görelim, bereket yağdıran Allah’a şükredelim.