Her geçen gün daha fazla insanın mensup olduğu ‘din’i terk edip, İslâmı tercih etmesi dünya idarecilerinin de dikkatini çekmiş durumda. Öyle ya, yayılmak istenen “İslamofobi/İslâmdan korku”ya rağmen nasıl oluyor da binlerce insan İslâmı tercih ediyor? 

Bu soru, son yılların en dikkat çekici sorusu. Nitekim, Avrupa ve Amerika’da pek çok üniversite ve sivil toplum kuruluşu bu hususta araştırmalar yapıyor. Neticeler açıklanmamış olsa da, araştırmaların yapıldığı sır değil.

Kanada kaynaklı bir haberden öğrendiğimize göre Avustralya’da da bu soruya cevap aranıyormuş. Buna göre, “Papua Yeni Gine” ve “Avustralya”da İslâmı seçen gençler üzerinde bilimsel bir çalışma başlatan Melbourne Üniversitesi sosyologlarından Profesör Scott Flower, çalışmasına Kanada’yı da dahil etmiş. Kanada Hükümeti, İslâmı seçen Kanadalıların bunu neden yaptıklarını öğrenmek için, Avustralyalı sosyoloğun çalışmasına 170 bin dolar bağışlamış. (AA, 26 Temmuz 2015)

Dikkat edelim: Avustralya’da böyle bir araştırma yapıldığını, ancak Kanada’nın da işin içine katılması sonrasında öğreniyoruz. Nerede dünyayı takip eden ‘uzman araştırmacılar’ımız?

Tabiî ki bu araştırmalardaki asıl niyeti bilmiyoruz. Araştırma yapan ve yaptıranların niyeti, Hıristiyan ya da başka dinlere mensup insanların İslâmı tercih etmelerini engellemek olabilir. Kendilerine göre ‘tedbir’ almak niyetiyle bu yola çıkmış olabilirler. Ancak şundan eminiz ki, bundan önceki engelleme planları gibi bundan sonraki planlar da insanların İslâmı tercih etmelerini engelleyemeyecektir. 

İslâmı seçen Kanadalılara ilişkin bilgileri toplamak için ülkedeki atmosferin hiç de uygun olmadığını söyleyen Scott Flower, son dönemde çıkarılan bazı kanunların bunda etkili olduğunu hatırlatmış. Müslüman topluluklar ve özellikle de İslâmı seçenlerden sorularına cevap almada zorlanacağını düşündüğünü belirten Prof. Scott Flower, ülkede yaşanan gelişmelerin Müslümanları daha içe kapanık hale getirdiğini, bunun da işini zorlaştıracağını kaydetmiş. 

Peki, iddia edildiği gibiyse, İslâmı seçenlerin ‘daha içine kapanık olması’ kimin suçu? Her adımda ve her kademede, kamuoyuna “İslamofobi” pompalayanların bu neticeden dolayı sorumlulukları yok mu? İnsanlar rahat bırakılsa, hiç kimse İslâmı tercih ettiği için dışlanmasa; İslâmı yeniden tercih edenler içine kapanık olur mu?

Gerçek anlamda ve araştırmacı niyetiyle yapılacak bir çalışma, insanların niçin İslâmı tercih ettiğini tam olarak ortaya koyabilir. Bu çalışmadan İslâm âleminin de dersler çıkarması mümkündür. Elbette, araştırmanın neticeleri şeffaf olarak ortaya konulabilirse...

Kanada Kamu Güvenliği Bakanlığının destek verdiği çalışmanın sonuçları, iki senelik bir araştırmanın ardından “Son Derece Nadir Bir Anlayışa Doğru: Normal Süreçten Aşırı Şiddete Din Değiştirme” başlığı ile yayımlanacakmış. Aslında çalışma için seçilen başlık bile, iyi niyetle yola çıkılmadığını akla getiriyor; ama ‘hidayet’i veren de Kâinatın Yaratıcısıdır ve hiçbir şey ona ağır gelmez.

Ne olursa olsun, “Ümitvar olunuz; şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada, İslâmın sadası olacaktır!” müjdesinin tahakkuk edeceğinden eminiz inşallah.