Bu korku öyle bir hal almış ki BM ve AB gibi uluslar arası kuruluşlar dahi bu korkunun ortadan kaldırılması için çalışmalar yapmak mecburiyetinde kalıyor. Çünkü bu korku, korkanlara da, onların yaşadığı ülkelere de fayda vermiyor; aksine huzurlarını kaçırıyor.

Her fırsatta ifade edilmeye çalışıldığı üzere ‘İslamofobi’yi azaltmak ve ortadan kaldırmak için güzel örnekleri ortaya koymak gerekir. Temel prensiptir: İnsan bilmediği ve yetişemediği şeye düşman olur. İslamdan korkanlar, onu kötüleyenler İslamı gerçekten tanımıyorlar ya da gerçek İslamı bilmiyorlar. İnsanlar bilmedikleri ya da yanlış bildikleri için ‘İslamdan korku’ hadisesi ile karşılaşılıyor.

“İslamdan korku”nun yaygın olduğu ülkelerden biri de Amerika. Bilhassa 11 Eylül 2001 “İkiz Kule” saldırısı bazı mahfillerde bu korkuyu yaymak için vesile kılındı. O günkü propaganda bu saldırı Müslümanların yaptığıydı. Dünyanın daha önce şahit olmadığı bir tür intihar saldırısı yapanlardan insanların ürkmesi tabii idi ve öyle de oldu. Ancak daha sonra hadisenin bir ‘ifsat şebekesi işi’ olduğu anlaşıldı ve daha çok sayıda insan İslamla tanışma şerefine nail oldu.

Amerika’da açılan bir sergi, insanlara İslamı doğru tanıtmaya vesile olmuş. ABD’nin başkenti Washington’da açılan “Kur’an-ı Kerim Sanatı: Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nin Hazineleri” adlı sergi ziyaretçi akınına uğramış. Bunca aleyhte propagandaya rağmen insanların Kur’an sergisine teveccüh etmesi ‘şebeke’lerin planlarının ters teptiğini de göstermez mi?

Smithsonian Enstitüsü Freer ve Sacler Müzesindeki sergide, her biri yüzlerce yıllık 47 el yazması Kur’an-ı Kerim yer almış. Bazı ziyaretçiler, serginin ABD’de İslamofobiyle mücadele noktasındaki önemine dikkat çekmiş. 

Hatırlanacağı üzere ABD’de bu yıl Kasım ayında başkanlık seçimleri yapılacak ve bu sebeple İslam ve Müslümanlar hep gündemde. Başkan adaylarından biri, seçilmesi halinde Müslümanları ABD’den kovacağı anlamına gelen vaatlerde bulunuyor. Böyle bir atmosferde açılan Kur’an sergisinin Amerikalılarca ilgi görmesi ayrıca dikkat çekici.

Doug Kempner adlı 26 yaşındaki bir ziyaretçi müzenin Müslümanlar hakkındaki ön yargıları yıkacağını ifade edip şöyle demiş: “Bu sergi, insanların sürekli bahsettiği fakat hakkında pek bir şey bilmediği İslam hakkında onlara bambaşka bir gerçeği sunacak ve onları İslam kültürüyle tanıştıracak.”

Amerikan halkının İslamı daha iyi anlaması için bu tür sergilerin ve çalışmaların önemine işaret eden Ashequl Hogue adlı bir ziyaretçi de “İnsanlar İslamla tanıştıkça Kur’an’ın mesajını ve o mesajın arkasındaki derinliği daha iyi anlayacağını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulunmuş. (AA, 22 Ekim 2016)

İnsanlara; İslamı, Kur’an’ı ve Müslümanları ikna edici bir dille ve doğru şekilde anlattıktan sonra onu kabul etmemeleri mümkün değil. “İslamdan korku”yu bertaraf etmek için bu ve benzeri çalışmaları sürekli yapmak lazım.

Unutmayalım ki insanlar okuya okuya, konuşa konuşa, tanışa tanışa anlaşır.