Eğitim sistemindeki sıkıntıların bir yansıması da işsizlik olarak önümüze çıkıyor.
Açıklanan her yeni rakam, işsiz sayısının arttığını ve kısa zamanda bu derde çare bulmanın kolay olmadığını da akla getiriyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Ekim ayı dönemiyle ilgili işsizlik rakamlarını 16 Ocak 2017 tarihinde açıkladı. Buna göre Ekim döneminde işsizlik oranı Mart 2010’dan beri en yüksek seviye olan yüzde 11,8’e yükselmiş. Açıklamaya göre söz konusu dönemde işsiz sayısı, 500 bin kişi artarak 3 milyon 647 bin kişi oldu. Aynı dönemde; genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 1,9 puanlık artış ile yüzde 21,2 olurken, 15-64 yaş grubunda bu oran 1,3 puanlık artış ile yüzde 12 olarak gerçekleşti. (www.ntv.com.tr)
Bu rakamları çok çok ciddiye almak ve çare aramak gerekmez mi? İşsizlik, hele hele gençlerin işsiz olması en büyük sosyal problemler arasında sayılmalı ve çözüm bulunmalı. Elbette böyle önemli bir derde bir günde, bir ayda çare bulamayız; ama bulmak için hep birlikte gayret göstermemiz gerekir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da, İstihdam Seferberliği kapsamında İŞKUR ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) arasında Ankara’da düzenlenen bir imza törenine katılmış ve “iş aramayan gençler”in varlığına dikkat çekmiş.
Türkiye’de her yaştan 1 milyon 250 bin gencin istihdam beklediğini anlatan Müezzinoğlu, şöyle konuşmuş: “Bugünkü rakamlara baktığımızda işsizlik oranında yine artış var. Oran yüzde 11,8 oldu. Bunu en kısa zamanda bizim yüzde 10’ların altına indirememiş olmamız, hep birlikte bizim eksiğimiz veya kendimizi güvene almak düşüncemiz olur. Ülkenin dinamiklerini çok daha güçlü hale getiremezsek kendimizi de güvene almış olamayız. O nedenle çok daha güçlü dinamikler için daha cesur, daha özgüvenli adımlar atmalıyız.”
Üniversite mezunu gençlerin yaklaşık yüzde 30’unun iş aramadığına dikkati çeken Müezzinoğlu şunları da ilâve etmiş: “Bu grupla ilgili çalışma yapılması talimatını verdim. Neden istihdama girmek istemiyorlar, bunu araştıralım istedim. Bu gençler, bu milletin okulunda okudular ve bu milletin yarınlarına katkı sunabilecek birikim ve yaştalar. Onlardan istifade etmek bizim görevimiz. Bu davranışın sebebini bulup, gerekirse buna göre farklı projeler üretmeliyiz. Daha özgür, daha girişimci ve daha esnek projeler üretmeliyiz.” (AA, 16 Ocak 2017)
Bir yanda işsizlik, öte yanda kendisine uygun olmadığını düşündüğü için iş beğenmeyenler, buna ilâve olarak da üniversite mezunu olduğu halde hiç iş aramayan binlerce genç. Bilhassa “iş aramayan üniversite mezunu gençler” konusu çok mühim. Asıl soru şu: “Acaba üniversite mezunu gençler niçin iş aramaz?”
Eğer bu sorunun cevabı dikkatle araştırılacak olursa buzdağının görünen kısmına ulaşılır. Kanaatimizce bu gençler “Ne de olsa eş/dost ve torpili olmayanlar işe giremiyor. O halde niçin boşuna iş arayayım?” diyor olmasın? Sistem iyi işlemiş olsa, üniversiteden mezun olan gençler neden işe girmek istemesin? Bir işe girerken meslek ve ehil olmak değil de, ‘torpil, kayırma, adamını bulma’ gibi ölçülere bakılıyorsa o ülkede gençler iş arar mı?
Türkiye’yi idare edenler, “İşe girmek için ehil olma ölçüsüne bakılıyor. Torpil isteyen yok. Çalışmak isteyen herkese iş var” diyebiliyor mu? Böyle diyen olsa bile fiilî durumu görüp de bu sözlere inananlar olur mu?
Lütfen kim olursa olsun işe alırken, iş verirken ehil olma şartı aransın...