Bu apaçık gerçeğe rağmen ırkçılık bütün dünyada tehlikeli bir şekilde tırmanmaya devam ediyor. Gerçi ırkçılık yapanlar da sözde ‘ırk üstünlüğü’ne karşı olduklarını söylüyorlar, ama işleri güçleri ırk üstünlüğünü savunanların ekmeğine yağ sürmekle geçiyor. Bilhassa ülkemizde böyle davrananlar çok fazla. Başka bazı düşüncelerle de soslanan, paketlenen fikirlerle “bizden başka herkes” itham edilir. Bu düşünce ve tavrın temelinde “Bir Türk dünyaya bedeldir” anlayışı olsa gerek. Eğitim sisteminde verilen bu anlayış, ilerleyen yıllarda da pekiştirilerek ortaya görünüşte ırkçı olmayan, ama hareketleriyle başkasına hayat hakkı tanımayan bir kitleyi ortaya çıkarmış oluyor. 

Irkçılık anlayışı bütün dünyanın karşı karşıya olduğu ciddî bir mesele. Gerek Avrupa’da ve gerekse başka ülkelerde bunun acı yansımaları görülüyor. Avusturya’da yaşanan bir hadise ırkçılığın çirkinliğini bütün dünyaya bir defa daha göstermiş oldu. 

Avusturya’nın başşehri Viyana’da 2018’in ilk dakikalarında dünyaya gelen, Türk ailenin ‘Asel’ adını verdikleri bebeği doğar doğmaz sosyal medyada ırkçıların hedefi olmuş. Alper ve Naime Tamgaç çiftinin bebeği Asel, 2018’in ilk bebeği olarak haberleştirilince Avrupa’daki ırkçılar harekete geçmiş.

İnsafsız ırkçılar yeni doğan bebek için “Sıradaki terörist doğdu”, “Kadın (annesi) kanser mi?”, “(Anne) Neden başörtüsü takıyor?”, “Ah (yeni doğan bebek) gerçekten Viyanalı mı?” gibi ırkçı ve nefret içeren paylaşımlada bulunmuşlar. (AA, 5 Ocak 2018)

Irkçı anlayışın ne kadar temelsiz olduğunu bundan daha iyi anlatan bir davranış olabilir mi? İnsan olan bir insan, yeni doğan bir bebeğe ‘terörist’ diyebilir mi? Dese o sözün, o tavrın en çirkin bir tavır olduğunu dünyadaki bütün ‘insanlar’ anlamaz mı?

Nitekim Avusturya’daki ırkçı anlayışa aynı ülkede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve insaflı ‘insanlar’ büyük tepki gösterip kınamışlar. Avusturya piskoposluğuna bağlı olarak çalıştığı anlaşılan Caritas Viyana Genel Sekreteri Klaus Schwertner, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, böyle bir durumu ‘kırmızı çizgiyi aşmak’ olarak yorumlamış ve ırkçı muhtevalı mesajları sert bir dille kınamış.

Şükür ki Avusturya medyası da yeni doğan bir bebek için bu denli ırkçı ve nefret muhtevalı fikirler ileri sürenlere tepki göstermiş ve bunları ‘kabul edilemez’ olarak ilân etmiş. Ayrıca yine insaflı Avusturyalılar ırkıçılara karşı Müslüman anne babaya taraf olmuş ve onlara destek mesajları yayınlamışlar.

Evet, Avrupa’da ve dünyanın başka yerlerinde elbette insafsız ırkçılar vardır, ama onlara karşı insaniyeti savunan insaflı insanlar da vardır. Yeni yılın ilk gününde başlayan bu tartışma iyi ve kötünün mücadelesinin devam ettiğini ve kıyamete kadar da devam edeceğini yeniden göstermiş oldu. 

Nerede olursa olsunlar, ırkçı anlayışı temsil edenlere her zaman itiraz edelim. Bunu yaparken de yine dünyanın her yerinde var olan iyilerle birlikte hareket etmek gerektiğini de unutmayalım...