"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘İnsanlık’ daha ne kadar sessiz kalabilir ki?

Faruk ÇAKIR
20 Mayıs 2016, Cuma
Muhtemeldir ki dünya, Filistin’e ve Filistinlilere yapılan haksızlığa ve zulme itiraz etmediği için; dolaylı olarak kendisi de bedel ödüyor.

Devamlı tekrarlandığı üzere, ‘komşu’daki dertle dertlenmeyenlerin uzun dönemde barışa ve huzura kavuşması mümkün olur mu?

Dünya köyündeki bu adaletsizlik elbette sadece Filistin ve Gazze ile sınırlı değil. Dünyanın başka ülkelerinde ve bilhassa Müslümanların yaşadığı memleketlerde zulüm ve haksızlık sıradan hale gelmiş durumda. İşte Afganistan, işte Afrika’daki onlarca ülke. Komşularımız olan Suriye ve Irak’taki hadiseler de dünyanın itiraz etmesi gereken haller değil mi?

Filistin ve Gazze konusunda çok söz söylendi. İsrail’in zulmü ve haksızlığı arşa dayandı. İnşallah en kısa zamanda hak yerini bulur ve Filistin de hürriyetine kavuşur. 

Filistin’de yaşanan hadislerin bir de maddî cephesi var. Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Yılmaz, bu noktaya dıkkat çekmiş ve “Sadece İsrail’in kapısından girerek Gazze’de tüketilen ürünlerden Yahudiler, Filistinlilerin yılda 2 milyar dolara yakın parasını çalıyorlar” demiş. (AA, 18 Mayıs 2016)

Zonguldak Belediyesi Meclis Salonu’nda düzenlenen Konferansda konuşan Yılmaz, ‘Mavi Marmara’ gemisini Gazze seferini anlatırken de şöyle demiş: “Gemide her din mensubu insan vardı. Türkiye’den de neredeyse her fraksiyondan düşünce sahibi grup temsilcisi arkadaşlar vardı. Bu organizasyonun temel dinamikleri içerisinde Batılı sivil toplum örgütleri de vardı. (...) Aslında biz ablukanın kırılması için yola çıktık. Filistinlilerin kendi ürettiklerini dünyaya satamamalarından kaynaklanan sıkıntılar var. İstedikleri ürünü, istedikleri yerden alamama sıkıntısı var.”

Gazze’ye yardım için yola çıkan gemide ‘her din, her düşünce mensubu insan’ olması önemli bir nokta. Hak, hukuk ve adalet noktasında bir araya gelen insanlar, ayırım yapmadan dünyadaki bütün zalimlere itiraz etse, seslerini yükseltse daha iyi netice alınmaz mı? Filistinlilerin evlerin yıkan İsrail dozerlerine siper olduğu için İsrail dozeri altında ezilerek can veren Rachel Corrie’e atfedilen bir söz var: “Zulüm bizdense, ben bizden değilim.” Hak ve adalet taraftarı olan insanlar ve insanlık, bu düşünceyi haykırsa ve “Zalim bizden olsa da ona destek yok” dese, ‘zalim ülke’ler bu kadar pervasız olabilir miydi?

Bir nokta daha var: Filistin sınırları içinde yaşayan Filistinli sayısı 6 milyon. Filistinli olup, Filistin sınırları dışında yaşayan, yaşamak mecburiyetinde bırakılan Filistinli sayısı 8 milyor. Başka zulümler yok farzedilse bile bu tek başına bir zulüm değil mi? Bir ülkenin nüfusunun yarıdan fazlası ‘yurt dışında’ yaşamak mecburiyetide bırakılmışsa, yerlerinden yurtlarından kovuşmuşsa orada haktan, hukuktan ve adaletten bahsedilebilir mi?

Zulmün bir miktarına bile itiraz edilmesi gerekirken, bin batman zülme itiraz edilmez mi? Filistin ve dünyanın başka noktalarından devam eden zulümlere ‘insanlık’ daha ne kadar sessiz kalabilir ki?

Okunma Sayısı: 1964
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı