Geçmiş yıllarda ‘moda’ gibi görülen ve çeşitli uygulamalarla örtülü ya da açık bir şekilde desteklenen alkollü içkiler, şükür ki artık eski itibarını görmüyor.
Dünyanın pek çok ülkesinde idareciler, başta gençler olmak üzere ülkelerindeki bütün fertleri bu kötü alışkanlıktan uzak tutmanın yolunu arıyor. Bunun için gerekiyorsa kanun, gerekiyorsa yönetmelik çıkarmaktan da geri durmuş değiller.
Bu anlamda müjdeli bir haber de Almanya’dan geldi. Almanya’da Federal Hükümetin Uyuşturucu ile Mücadelede Sorumlusu Marlene Mortler, alkol satışlarının akşam saat 22’den sonra yasaklanması taraftarı olduğunu söylemiş. Baden-Württemberg eyaletinin bunu uyguladığını dile getiren Mortler şöyle devam etmiş: “Bu eyaletle saat 22’den sonra alkol satışı yasaklandı. Bence çocuk ve gençleri riskli alkol tüketiminden korumak için doğru bir yol.”
Böyle düşünen ‘yetkili’ sadece bir kişi değil. Habere göre, Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaleti uyuşturucu ile mücadele yetkilileri de böyle bir yasağın uygulanmasının faydasına inanıyor. KRV Uyuşturucu ile Mücadele Koordinasyon Merkezi’nden Hans-Jürgen Hallmann, “Almanya’da her yerde ve her zaman isteyen herkesin alkole ve hatta ağır alkole ulaşabiliyor olması bizi çoktandır rahatsız eden bir konu” demiş. (Cihan bülteni, 1 Eylül 2015)
Bir eyalette alkollü içkiler yasaklanmış ve neticede bunun maddî faydası bile hemen görülmüş. Çünkü, uygulamadan sonra alkolden dolayı hastanelere gidişler ve buna bağlı olarak yatılı tedavilerin sayısında azalma görülmüş. Yani, alkollü içkilerin tüketilmesine itiraz etmek için, maddî sebepler dahi yeter!
Bu noktadan yola çıkarak şunu söylemek mümkün: Nasıl ki dün savunulan bir yanlıştan, insanlık bir şekilde vazgeçmeye, bu belâdan kurtulmaya çalışıyor; yakın bir zamanda diğer yanlışlardan da vazgeçebilirler, geçmelidirler. Bunun için gerçekleri uygun dille, mümkün olan herkese, her yerde ve her zaman ifade etmek gerekir.
Avrupa ve dünya ülkeleriyle bu noktada işbirliği yapmakta fayda var. Neticede alkollü içki ve benzeri bütün kötü alışkanlıklar, insanlığın ortak düşmanıdır. Şu anda alkollü içkilere itiraz eden Avrupa ve dünya, yakın bir gelecekte inşallah müstehcen yayınlara da itiraz edecektir. Bunun yolu, insanlığın ortak vicdanına seslenecek projeler geliştirmekten geçer.
Her meselede olduğu gibi bu konularda da ‘kavga’ ile değil, ‘ikna’ ile yol alınabilir. Madem insanlar konuşa konuşa meselelerini çözecek, o halde insanlığın ortak düşmanı olan müstehcen yayınlar ve benzeri bütün kötülüklere karşı insanlık vicdanını harekete geçirmek lâzım.
Hiç kimse, “Avrupa ülkeleri müstehcen yayınlardan vazgeçmez” demesin. Dün alkollü içkileri savunanların bugün yasaklama ya da sınırlama yoluna gitmesi gelecek için ümitvar olmayı icap ettiriyor.
İnançsızlık dahil, insanoğlunun ortak düşmanlarına karşı ‘insanlık’ ortak mücadele etmeli ve edecek inşallah.