ABD’de gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçilerin (Cumhuriyetçi Parti) başkan aday adaylarından Donald Trump’un Müslümanlar aleyhindeki sözleri dünyanın her yerinden tepki aldı. Öyle ki, Cumhuriyetçiler bile kendi adaylarının bu sözlerine sahip çıkmadı, çıkamadı.
Donald Trump’ın seçim kampanyası ofisinden yapılan açıklamaya göre, tanınmış iş adamı, kamuoyu araştırmalarında “Müslümanların önemli bir kısmının Amerikalılara karşı nefret beslediğinin” görüldüğünü iddia etmiş ve kendince çare olarak da “Amerikalı temsilciler neler olup bittiğini çözene kadar Müslümanlar için kapıların tamamen kapatılması” çağrısında bulunmuştu. (http://www.ntv.com.tr, 7 Aralık 2015)
Bir defa, İslâmı doğru bilen bir Müslüman, değil ‘Amerikalı’lara, hiçbir insana düşman olmaz. Sadece, her insanda bulunabilen ‘kötü hasletler/huylar’a düşman olunabilir. Dolayısıyla ‘hayali düşmanlık’ları sona erdirmek için Müslümanlara kapıları kapatmayı teklif etmek insanî değildir. Böyle bir ismin ABD başkan aday adayı olması da ayrıca düşünülmeli. Üstelik Amerika, onlarca farklı etnik grubun bir araya geldiği, beraber yaşadığı ve bununla övünen bir ülke.
Müslümanlara kapılarını kapatmayı düşünen Donald Trump’un garip bir bahanesi daha var: Amerikalılar saldırıların kurbanı olmasınmış!
Trump, bu beyanıyla 2001’deki “İkiz Kule” saldırılarını hatırlatmak istiyor olabilir. Sebepleri ve sonuçları aydınlatılamayan bir saldırıdan Müslümanları töhmet altında bırakmak yanlış değil mi? Amerika’da sadece “İkiz Kule”lere mi saldırı oldu? Okul basan, masum insanları silâhlarıyla tarayan ‘deli’ler için, o ‘deli’lerin mensup olduğu inanç grubuna da yasak getirmeyi düşünür mü?
Neyse ki Amerika Trump’lardan ibaret değil. Bu yanlış bakış açısına itiraz eden kişi ve gruplar var.
En başta Beyaz Saray, Donald Trump’ın ‘Müslümanların ülkeye girişi yasaklansın’ çıkışıyla başkanlık için gereken ehliyeti kaybettiği yorumunu yapmış. Bir adaya “başkanlık için gereken ehliyeti kaybetti” demenin Türkçe karşılığı, “O kişi delidir, adaylığı kabul edilemez” demek değil mi?
Başka itirazlar da var.
ABD İç Güvenlik Bakanı Jeh Johnson: Trump’ın teklifi yasadışı ve uluslar arası hukuka aykırı.
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan: “(Trump’ın sözleri hakkında) Bu, Cumhuriyetçi Parti’nin ve daha önemlisi bu ülkenin savunduğu bir şey değil.” demiş.
ABD Savunma Bakanlığı da, Trump’ın İslâm karşıtı açıklamalarının ülke güvenliği için tehlike oluşturduğunu belirtmiş.
Garip olan, Trump’ın sosyal medyada da alay konusu olan açıklamalarına daha sonra da sahip çıkmış olmasıdır. Yanlışta ısrar eden Trump’ın hedefi başkanlığı kazanmak olmasa bile, İslâm korkusunu yaymak ve yaygınlaştırmak olduğu söylenebilir.
Bu hadise herkese, “İki Avrupa” örneğinde olduğu gibi “İki farklı Amerika”nın da varlığını göstermiş oldu. Temennimiz ve duâmız ‘iyi’leri temsil eden “Birinci Avrupa” ile “Birinci Amerika”nın sesinin daha gür çıkmasıdır.
Donald Trump sadece Amerika’yı değil, insanlığı utandırdı...