Pek çok noktada kolay olan yolu bırakıp, zorlu yollara sürüklendiğimiz anlaşılıyor. İnsanı eğitmek için çalışılsa hem maddi hem de manevi anlamda ilerlemek mümkün olacak. İş dünyası artık önümüzdeki yıllarda ‘insan’a ve ‘insanî yatırımlar’a ağırlık verilmesini dile getiriyor.
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, Samsun’da düzenlenen “Türkiye Teknoloji Buluşmaları” toplantısında bu noktaya dikkat çekmiş. STSO Yönetim Kurulu Başkanı Murzioğlu, yaptığı konuşmada şöyle demiş: “(Geçmişte kalkınmanın) Kaynağı da petroldü. Bu yüzyıl dördüncü sanayi devrimini yaşıyoruz, kaynağıysa insan. Geçtiğimiz yüzyılda amaç zengin doğal kaynaklara, petrole ulaşmaktı. Şimdiyse amaç insan kalitesini artırmak. Zira zenginlik, doğal kaynakla değil, fikir üreterek geliyor. Fikri üreten de insan. O yüzden artık dünyanın en güçlü insanları, en çok takip edilen, en çok rol model alınan kişileri girişimciler. Çünkü girişimciler dünyayı, iş yapma biçimini muazzam bir şekilde değiştiriyor, ezberleri bozuyorlar. Sürücüsüz otomobiller, robotlar, yapay zekâ dünyanın yeni gerçekleri. Eskiden dünyanın en büyük kurumları petrol şirketleri, büyük bankalar, dev sanayi kuruluşlarıydı. Şimdi, Google, Facebook, Amazon, Tesla, Alibaba gibi genç teknoloji şirketleri bunların yerini alıyor.” (AA 25 Ocak 2018)
Bu noktadaki tesbitler sadece sanayicilerden değil, siyasetçilerden ve sosyologlardan da geliyor. Neticede akıl için yol bir. Ancak sıra bu tesbitleri hayata geçirmeye gelince orada şaşırıyoruz, bocalıyoruz maalesef. Ülkemizde ‘fikir üretme’ye teşvik olduğu söylenebilir mi? “Ee, tabi. İsteyen istediği fikri üretsin” diyerek fikir üretimi teşvik edilmez ki. Fikir üretmenin temelinde, hürriyet olmalı. İnsanlar hür olmadıktan sonra, düşüncelerini hiçbir baskı altında kalmadan açıklayamadıktan sonra fikirler gelişebilir mi?
Fikir üretmek ancak farklı düşünene, itiraz edene imkan tanımakla mümkün olur. Bu noktada sınıfta kaldığınız inkar edilebilir mi? Eğitim sistemimiz ‘tek tip anlayış’a göre planlanmamış mı? Yeni fikirler ortaya atanlara karşı “Başımıza yeni işler çıkarma. Böyle gelmiş böyle gitsin” diyenler yok mu?
Bu mesele hepimizin ortak derdidir. Yıllardan beri devam eden yanlış anlayış, hepimizin desteğiyle düzeltilmek mecburiyetindedir. İlk adımı evlerimizde atmalı ve farklı görüşler beyan eden aile fertlerimizi dinlemeyi öğrenmeliyiz. Konuşa konuşa, ikna ede ede yol alabiliriz. Aksi halde bütün dünya yeni bir çağa adım atarken biz yanlışlarımla baş başa kalırız.
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, “Eskiden zengin olmak için milyarlarca dolar yatırım yapmak, tesis inşa etmek gerekirdi. Artık bir bilgisayar ve bir iyi bir fikir kafi” demiş. Doğru, “Bir bilgisayar ve bir iyi bir fikir kafi” ama o fikrin ortaya çıkması için çok ahlaklı gençler yetiştirebilin güzel bir eğitim sistemi, çok iyi işleyen bir demokrasi, hatasız tartan bir adalet terazisi ve kılı kırk yaran bir idare ve siyasi irade lazım. Bunlar olmadan iyi ve yeni fikirlerin ortaya çıkmasını beklemek kolay değil.
Döndük dolaştık yine eğitim kavşağına geldik. İnsana yatırımın ilk adımı eğitim sistemini düzeltmekle mümkün vesselam.