Tekrarlamaya dahi ihtiyaç duymadığımız bir gerçek var: Risale-i Nur’dan istifade eden ve etmeye çalışan herkes, ‘İttihad-ı İslam’ için gayret gösterir ve duacıdır.
İslam aleminde meydana gelen her türlü ‘fena’lığa karşı çıkar ve ‘müsbet hareket’i tavsiye eder. İslam aleminde faaliyet gösteren bazı cemaat, cemiyet ve sivil toplum kuruluşlarının ‘müsbet hareket’i temel almayan adımlarının da neticesiz kalacağına dikkat çeker.
Bu anlama gelen bir haber, geçen gün Yeni Asya’da (14 Şubat 2016) yer aldı. Haberde, Mısır’da Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) kurucusu Hasan el Benna’nın oğlu Seyfulislam el Benna’nın (Türkiyeli) eşi Berat el Benna’nın bir açıklaması yer almıştı. ‘Müslüman Kardeşler’in (İhvan) yönetime gelmesini bir senaryo gibi değerlendiren Benna, halka söz hakkı vermiş gibi görünerek İhvan’ın yönetime getirildiğini ve başarısız olmaları için çaba sarf edildiğini söylemiş. Benna “Böylece tüm dünyada insanlara ‘işte sizin sevdiğiniz sempati gösterdiğiniz İhvan bu’ demek istediler. Çok temenni ederdik ki, İhvan bu seçimlere girmesin. Bunun böyle olacağı önceden belliydi” değerlendirmesinde bulunmuş. ([Görebildiğimiz kadarıyla internet sitesinde yer almayan haber] Yeni Şafak, 13 Şubat 2016)
“İhvan seçime girmemeliydi” (Yeni Asya, 14 Şubat 2016) başlığıyla manşet olarak yayınlanan bu haber bazılarının yanlış yorumlarına sebip olmuş. Bu haberden yola çıkarak Yeni Asya’nın “Darbeci Sisi”ye destek vermeye çalıştığı değerlendirmesi bile yapılmış.
Yeni Asya’nın bütün darbelere itiraz ettiğine yayın tarihi şahittir. Dolayısıyla bu haberden “Sisi’ye destek” anlamını çıkarmak iyi niyet olmaz. Ayrıca bu haberin ‘kaynağı’ bellidir. “Çok temenni ederdik ki, İhvan bu seçimlere girmesin” beyanı başka nasıl yorumlanabilir? Varsa bir itiraz, o kaynağa yapılmalı.
Benzer yorumlar ilk defa yapılmıyor. Berat el Benna’nın beyanlarından yapılan habere itiraz edenler, 2 yıl önce benzer tesbitleri yapan İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın açıklamalarına ne diyecek?
Bakınız, İHH Başkanı Yıldırım, Genç Öncüler dergisinin Aralık 2014 sayısındaki röportajında ne demiş: “Mesela Mısır’da İhvan seçimlere girmek istemiyordu. Türkiye’nin zoruyla seçimlere girdi. Aslında seçimlere girmeme kararıyla haklıydı çünkü bütün yükü omuzlarına almış olacaktı. Nitekim öyle oldu ve Mursi hükümeti başarısız şekilde gösterilmesine sebep olundu.” (Erişim tarihi: 15 Şubat 2016, http://www.genconculer.com/bulent-yildirim-ile-islam-cografyasindaki-son-durumu-konustuk/)
İHH Başkanı Yıldırım’ın bu tesbitleriyle, Hasan el Benna’nın gelini (Türkiyeli) Berat el Benna’nın tesbitleri arasında bir bütünlük, bir uygunluk yok mu? Bu tesbitleri yapanlara ve bunları haberleştirenlere “Mısır’daki darbeci Sisi’ye destek” ithamı yapılabilir mi?
Yeri gelmişken İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın Suriye konusunda 2014’de yaptığı tesbitleri hatırlayalım: “Biz Suriye’de muhaliflerin yanındayız bu doğru. Ama İHH olarak biz hiç bir zaman bir iç savaşı da istemedik. Biz dedik ki barış olsun. (...) Türkiye Suriye ile diplomatik ilişkileri kesmemeliydi ne olursa olsun. (...) Türkiye devlet olarak Suriye ile ilişkilerini devam ettirmeliydi. (...) Ama hepimiz sınıfta kaldık işin doğrusunu isterseniz. (...) Türkiye dedi ki biz 3 ayda Emevi camiisinde namaz kılarız.” (Furkan Gençoğlu ve Orhan Özer’in röportajı, Genç Öncüler d., sayı: 90, http://www.genconculer.com, Aralık, 2014)
Kim yaparsa yapsın, ‘yanlış’lara itiraz edelim. Mısır, Suriye ve diğer ülkelerde yapılan yanlışları tekrar etmeyelim...