Maalesef gerek ülkemizde ve gerekse İslâm dünyasında yaşayan milyarlarca Müslümanın en temel meselelerde bile bir araya gelemediği, ittihad edemediği bir gerçek.
Müslümanların arasındaki ihtilâflardan da en çok uluslar arası ifsat şebekeleri ve zalimler istifade ediyor. İslâm ülkeleri kendi aralarındaki küçük ve ehemmiyetsiz meseleler yüzünden kavga ederken maddî ve manevî kayba uğruyor.
İhtilâf değil ittihad yapmak gerektiğini herkes bilse de başta cehalet olmak üzere çeşitli sebeplerle “İttihad-ı İslâm”ın temini mümkün olmuyor. İnşallah önümüzdeki yıllarda bu ittihad temin edilir ve edilecek.
Hatırlamak gerekir ki son dönemlerde İttihad-ı İslâmı bir ideal olarak ortaya koyan ve bunun müjdesini veren âlimlerin başında Bediüzzaman Hazretleri gelir. Herkesin ümitsizliğe kapıldığı bir dönemde, “Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sâdâ İslâmın sâdâsı olacaktır!” demiş ve eserlerinde ümitsizliğe yer vermemiştir. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin “İttihad-ı İslâmda seleflerim” diyerek ismini andığı ceddimiz, Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim de şöyle demiştir: “Milletimde ihtilâf ü tefrika endîşesi/ Kûşe-i kabrimde hattâ bîkarar eyler beni/ İttihâdken savlet-i a’dâyı def’e çâremiz,/ İttihâd etmezse millet dağ-dâr eyler beni.”
Evet, ihtilâflar millet, memlet ve İslâm âlemini düşünenleri kabrinde de rahatsız eder. Bugün için İslâm âleminin ittihad etmesi, bir araya gelmesi, birlik kurması zor gibi görünse de inşallah bu müjde tahakkuk edecektir. “Hayal görüyorsunuz!” diyenler olabilir. Ancak biz Bediüzzaman’ın bu müjdesinin Allah’ın izniyle tahakkuk edeceğine yürekten inanıyoruz.
İslâm âlemindeki ihtilâflar “Dünya Müslüman Âlimler Birliği”nin de gündemine gelmiş ve birlik, Körfez ülkelerine [İslâm ülkeleri] ‘uzlaşma, bir olma’ çağrısı yapmış. Dünya Müslüman Âlimler Birliği’nden yapılan yazılı açıklamada, “Körfez liderlerine, anlaşmazlıkları aşarak kapsamlı bir uzlaşı için Allah’ın ve halklarının önündeki sorumluluklarını üstlenme çağrısında bulunuyoruz” denilmiş. Aynı açıklamada, “Allah, anlaşmazlığa düşenlere adil bir barışı emretti. Çünkü onlar din kardeşleri. Körfez liderlerinin birbiri üzerinde 3 hakkı var. Müslümanlık hakkı, Araplık hakkı ve komşuluk hakkı. Kişisel anlaşmazlıkları aşarak, tüm sorunlar, sakince diyalogla çözülmeli” ifadelerine yer verilmiş. Âlimlerin yaptığı açıklamada İslâam ümmetinin yaşadığı bölünmüşlük ve anlaşmazlıkların “servet peşinde koşan açgözlüler”i cesaretlendirdiği de kaydedilmiş. (AA, 5 Aralık 2017)
İslâm ülkelerinin arasındaki ihtilâftan “servet peşinde koşan açgözlüler”in istifade ettiğine en başta tarih şahit. Aksi durumda bu ülkeler “zengin maden ve maddî imkânların fakir bekçisi” durumunda olur muydu?
Tabiî ki asıl mesele bu ihtilâfların nasıl sona erdirileceği ve ittihadın nasıl temin edilebileceğidir. En başta ihtilâfın sebeplerini iyi tesbit etmek gerek. Cehaleti bertaraf etmeden ihtilâfları sona erdirmek kolay olmaz. Bu bakımdan İslâm ülkelerinin idarecilerine “birlik olun” çağrısı yapan âlimlerin bu çağrıyı sürekli gündemde tutmaları ve ısrarcı olmaları beklenir.
Şartlar aleyhte görünse de inşaallah İttihad-ı İslâmın temin edildiği günleri görmek bizlere de nasip olur.