Kısa bir ziyaret vesilesiyle iki gün Mevlana diyarı Konya’daydık. Daha öncede çeşitli sebeplerle Konya’ya gelmiştik. Bu defa biraz daha ayrıntılı ziyaret etme imkânı oldu.
Tabii ki Konya denildiğinde akla ilk gelen Hz. Mevlana oluyor. Mevlana Müzesi, Türkiye’nin de en çok ziyaret edilen yerleri arasında. Türkiye’nin ve dünya çeşitli yerlerinden ziyaretçi geliyor. Hz. Mevlana’nın kabrinin de yer aldığı müze, geçmiş yıllara nispetle daha tertipli ve düzenli. Eskiden ücretli olan ziyaretler artık ücretsiz. Buna rağmen “bilet” kesiliyor. Acaba ziyaretçi sayısını tespit için mi, yoksa ziyaretçilere bir “hatıra” kalsın diye mi?
Başka müzelerde de gördüğümüz bir eksiklik burada da göze çarpıyor, şöyle ki: Hz. Mevlana’yı ve müzeyi tanıtan bir broşür yok. Elbette konu ile ilgili onlarca, yüzlerce kitap var; ama ziyaretçilere çok özet, kısa, lüzumu kadar bilgi veren güzel bir broşür olsa, en azından isteyene bu verilse, ziyaretler daha anlamlı olmaz mı?
İlahiyatçı veya fıkıh uzmanı değilim, ama müzedeki “Manken Mevleviler” Hz. Mevlana’nın manevi iklimine uyuyor mu? Pek çok kişi bu itirazımıza itiraz edecek, ama söz konusu Hz. Mevlana olunca bunu ifade etmek istedik.
Hz. Mevlana türbesinin hemen yanında/karşısındaki “Üçler Mezarlığı” da Konya’nın ziyaret yerleri arasında. Bu mezarlıkta Üstad Bediüzzaman’ın kardeşi ve aynı zamanda İşarat’ül-İ’caz ve Mesnevi-i Nuriye tercümanı Abdülmecid Ünlükul (Nursi) ağabeyimiz yatıyor. Üçler Mezarlığında Mustafa Cahit Türkmenoğlu ve başka nur talebesi ağabeylerimizin kabirleri de var. Her yazısında Üstad Bediüzzaman ve Hz. Mevlana’dan bahseden gazetemiz yazarlarından Halil Uslu ağabeyimiz de bu kabristanda, Abdülmecid ağabeyin çok yakınına defnedilmiş. Bu vesile ile ebedi âleme göç eden bütün nur talebelerine ve ehli imana rahmet dileyelim.
Hz. Mevlana diyarını kısaca anlatmak kolay değil. Nasip olursa başka notlar da aktarmak niyetindeyiz.
Bu günlerde Hz. Mevlana’nın tavsiye ve çağrılarına ne kadar da muhtacız. Bir ikisini hatırlayalım: Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Hoşgörülükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. Keşke bu tavsiyeler hep gözümüzün önünde olsa…